GÖZLERİMİ BU İŞLE AÇTIM Ben Raşit Arslan.1987 doğumluyum, 38 yaşındayım. Evliyim ve iki çocuk babasıyım. Doğma büyüme Gebzeliyim.Üniversite eğitimimi Denizli’de Pamukkale Üniversitesi İşletme bölümünde tamamladım. Eğitimimi tamamladıktan sonra da çocukluğumdan beri içinde bulunduğum bu sektörde aktif olarak çalışmaya başladım çünkü gerçekten gözümü bu işle açtım. Aile şirketimizde arabaların tepesinde büyüdüm diyebilirim. Bu nedenle hem mektepliyim hem de alaylıyım. İşin her aşamasını, mutfağını biliyorum.
Babam bu işi çok severek yapıyordu. Üniversite sonrası bana “Git kendi işini yap” dedi ama ben bu sektöre aşığım, kopamadım. İşimi severek yaptığım için hala buradayım.Zaten eskiler hep der ya: “İşini severek yapacaksın.” Biz de gerçekten bu işi seviyoruz. Bu yüzden zorlaşan şartlara rağmen devam ediyoruz.
36 YILDIR KESİNTİSİZ HİZMET VERDİĞİMİZ FİRMA VAR Şu anda Sezin Turizm’de aile şirketimizin ikinci nesil temsilcisiyim. Babam bu sektöre 1989 yılında adım attı. Biz de kardeşimle birlikte bu bayrağı devraldık ve aynı sektörde çalışmaya devam ediyoruz. Firma olarak ağırlıklı olarak personel taşımacılığı yapıyoruz ama turizm tarafında da hizmet veriyoruz. Özellikle havalimanı transferleri gibi alanlarda da aktifiz.
Kocaeli ve İstanbul Anadolu Yakası ağırlıklı olmak üzere, zaman zaman Avrupa Yakası’nda da faaliyetlerimiz oluyor. Şu anda 30 adet öz mal aracımız var. Bunlara ek olarak yaklaşık 140-150 civarında da tedarikçi aracımız bulunuyor. Toplamda yaklaşık 170 araçlık bir filomuz var diyebilirim. Ayrıca şunu da belirtmek istiyorum. 1989 yılından bu yana, babamın sektörde hizmet vermeye başladığı ilk firmaya hâlâ hizmet vermeye devam ediyoruz. Şu an o firmayla iş ortaklığımızın 36. yılındayız. Bu da bence firmamız adına kaliteli hizmetin ve uzun vadeli güvenin bir göstergesi.
KOTAB, BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ BİR STK Sektörün STK’lerinde de aktif bir rol alarak hizmet etmeye özen gösteriyorum. İSTAB ve KOTAB’ın yönetimde yer alıyorum. Özellikle KOTAB bizim için çok önemli bir yapı. Yaklaşık 3 yıl önce kurulmuş gibi görünse de kurucu firmaların geçmişi çok eski. 1950’lerden, 1960’lardan bu yana bu sektörde olan firmalar tarafından oluşturuldu. Yani aslında KOTAB genç bir dernek ama köklü bir geçmişe dayanıyor. İSTAB’la da sürekli dirsek temasındayız. Birbirimizi tamamlayan yapılar olduğumuz için alınan kararları birlikte değerlendiriyor, sektör adına ortak adımlar atıyoruz. Kocaeli özelinde bu sektörde büyük bir STK eksikliği vardı. KOTAB, bu eksikliği gidermek için kuruldu.
Bugün KOTAB’ın 56 üyesi var ancak bu sayı her geçen gün artıyor. Üye olabilmek için başvuru sahiplerinin bazı önemli kriterleri karşılaması gerekiyor. Örneğin bireysel kişiler değil, sadece kurumsal yapılar üye olabiliyor.
TEMSİL SORUNUNU ÇÖZMEK İÇİN KURULDUK KOTAB’ın ortaya çıkış nedeni aslında çok net: Sektörün temsil sorunu vardı. İlçe bazlı küçük dernekler olsa da Kocaeli’yi kapsayan çatı bir yapı yoktu. Tahmin edersiniz kibir belediyeye ya da valiliğe bireysel olarak değil de binlerce kişiyi istihdam eden bir derneğin temsilcisi olarak gittiğinizde size bakış açıları bambaşka oluyor. Bu nedenle sektörün daha güçlü bir ses olabilmesi için KOTAB kuruldu.
Bugün Ankara, İzmir, Bursa, Sakarya gibi illerdeki derneklerle sürekli irtibat halindeyiz. Gelişmeleri karşılıklı olarak takip ediyoruz. Kocaeli özelinde sistem biraz daha oturmuş durumda. Plaka tahdidi olsun, sistemin işleyişi olsun; burada işler daha sistematik yürüyor. Sanayici de artık bilinçli. Bu işi, bu işin ehli firmalarla yürütmek istiyorlar. P plakasız hizmet vermenin mümkün olmadığının herkes farkında.
SEKTÖRÜN EN BÜYÜK SORUNU “ŞOFÖR EKSİKLİĞİ” Sektörün şu anki en büyük sıkıntısı bana göre alttan yetişen şoför eksikliğidir. Eskiden şoförlük, otobüs kaptanlığı çok saygı duyulan bir meslekti ama bugün itibariyle meslek olmaktan çıkmış gibi. Yeni nesil, bu işi en son yapacakları iş olarak görüyor. Bu da sektörde istihdam sorununu derinleştiriyor.
Bu konuda dernek olarak büyükşehirle birlikte çeşitli istihdam programları yürüttük ama geri dönüşler çok sınırlı kaldıçünkü gençlerin bizim sektöre olan ilgisi yok. Bu sadece çalışma saatlerinden kaynaklı değil. Asıl neden bence ücret politikası. Yeni nesil az çalışıp çok kazanmanın derdinde. Oysa bizim işin saatlerine baktığınızda çok da yoğun değil. Sabah 6.30-9.00 arası çalışılıyor, sonra öğleden sonra 2.30-3.00 gibi tekrar başlıyor ve akşam 6.00-7.00 gibi servisler tamamlanıyor. Arada hem dinlenme hem de başka işlerini halletme imkanları oluyor ama yine de gençler bu işe sıcak bakmıyor. İstanbul trafiği de ayrı bir sorun. Gebze, İzmit artık küçük İstanbul gibi; trafik her yerde büyük bir yük.
ŞOFÖRLER “OTOMATİK VİTES” TERCİH EDİYOR 2025 yılında da yatırımlarımız devam edecek. Şu anda 2. çeyrekteyiz ve yılın kalanında da planladığımız yatırımlar var. Bu sektörde ayakta kalmak için sürekli yenilenmek şart.Yeni araçlar, yeni ekipmanlar olmazsa rekabet edemezsiniz.Şoförlerin sektöre mesafeli yaklaşmasının sebeplerinden biri de bu aslında. Eski araçlarla uğraşmak istemiyorlar çünkü sürekli sanayiye gitmek, bakım yapmak zorunda kalıyorlar. Şoför, işini bitirdikten sonra dinlenmek, kendine vakit ayırmak istiyor.
Ek olarak şunu da belirtmek isterim ki artık otomatik vites araçlar tercih ediliyor. Manuel araçlar özellikle şehir içi trafikte yorucu oluyor. Bu yüzden biz de araç alımlarımızda otomatik vitese yöneldik. Otobüslerde zaten bu yönde bir dönüşüm var, şimdi hafif ticari ve midibüslerde de otomatik vites yaygınlaşıyor. Teknoloji artık konforu ön plana çıkarıyor ve biz de bu yönde adımlar atıyoruz.
UZAKTAN ÇALIŞMA MODELİ SERVİS POTANSİYELİNİ DARALTAN BİR FAKTÖR Pandemi sonrası sektörde bir araç açığı yaşanmıştı ama şu an öyle bir sıkıntı yok. Özellikle bizim bölgemizde plaka tahdidi sisteminin oturmuş olması nedeniyle tedarikçi modeli kolay kolay ortadan kalkmaz çünkü herkesin bu işten bir kazancı var. Bu sistemle birlikte bölgede ciddi bir gelir dağılımı oluşmuş durumda.
Belki sektör zamanla biraz yavaşlayabilir çünkü evden ya da hibrit çalışma gibi uygulamalar artıyor. Toplu taşımaya yönlendirme çalışmaları yapılıyor. Trafik yoğunluğunu azaltmak için belediyeler ve ulaştırma kurumları farklı projeler üretiyor. Bu nedenle özellikle İstanbul gibi mega şehirlerde servis ağı bazı bölgelerde daralıyor ama tamamen bitmesi mümkün değil.
BİZ BU İŞE SEVDALIYIZ Neticede bu sektörde uzun yıllar geçirdik. Zorluklarıyla, iniş çıkışlarıyla bu işin içindeyiz. Şirketimiz, babamızdan bize devrolan bir emanet. Onun omuzladığı sorumluluğu biz şimdi sırtlandık ve bu mirası daha da büyüterek geleceğe taşımak istiyoruz. Sektörün çok uzun yıllar aynı şekilde devam edeceğini düşünmüyorum ama kaliteli iş yapanlar her zaman ayakta kalacaktır. Bugün hâlâ 1989’da başladığımız firmaya hizmet veriyor olmamızın sebebi, işimize ve insanımıza duyduğumuz saygıdır.