BU MESLEK BENİM İÇİN “MİRAS”33 yaşındayım ve yazıhanecilik mesleğimiz dedem İbrahim Menteş ile başladı. Dedem, 1965-70 yılları arasında Tatvan’da bu işe adım attı ve ailemiz, 1981-82 yıllarında Mersin’e göç ettikten sonra da yazıhanecilik geleneğini sürdürdü. Mersin’de bugüne kadar üç farklı otogarda hizmet verdik. İlk olarak "52. kat" diye bilinen Mersin’in ilk otogarında çalıştık. Daha sonra, "eski otogar" diye bahsettiğimiz ikinci terminale geçtik. Şu an ise Mersin’deki yeni otogarda faaliyetlerimize devam ediyoruz. Dedemden, babam Özcan Menteş'e, oradan da bana uzanan bu iş, benim için büyük bir miras niteliğinde.
UMUT BESLEMEK “GERÇEKÇİ DEĞİL”Aslında, bu sezondan beklentilerimiz oldukça yüksekti. Arka arkaya yaşadığımız pandemi dönemlerinden sonra, bu yıl Ramazan ayının daha erken bir tarihe denk gelmesi bizi umutlandırdı. Sezon da kötü başlamadı; oldukça yoğun geçti, bu da açıkçası iştahımızı kabarttı. Ancak sezonun devamında beklediğimiz hareketlilik olmadı ve şu an oldukça sakin bir tabloyla karşı karşıyayız. Yine de, Ağustos ayında bir hareketlenme bekliyorum ve bu canlılığın Ekim’e kadar sürebileceğini düşünüyorum.
Tabii ki, görünüşe göre büyük bir umut beslemek gerçekçi değil. Yalnızca sektörün kendisine bakarak durumu değerlendirmek yeterli olmaz, çünkü yaşadığımız ülkede her şey birbirini zincirleme olarak etkiliyor. Bugün dolar, euro, mazot fiyatları, insanların ekonomik durumu gibi pek çok faktör birbirine bağlı. Ayrıca, hızlı tren, gemi, uçak gibi ulaşım araçları ve her evde en az bir araç bulunması gibi durumlar da sektörümüzü doğrudan etkileyen faktörler arasında.
MASRAFLAR ARTTI, KAZANÇ YOK !Şu anda yaklaşık olarak 14 servis yapıyoruz ve bu seferler Best Van, Midyat Seyidoğlu ve Sivas Hedef Turizm firmalarıyla gerçekleşiyor. Sabah saat yedide başlayan servislerimiz Antalya, Mardin ve Sivas arabalarımızla devam ediyor. Özellikle Sivas seferleri sabaha karşı 4:30’da gerçekleşiyor, yani neredeyse 24 saat boyunca yazıhanelerimiz aktif durumda. Yoldan gelen, yola çıkan ve merkezden kalkan araçlarımızla birlikte toplamda 14 servis kaldırıyoruz. Bu yoğun trafiği yürütmek için ciddi bir personel gücüne ihtiyaç duyuyoruz. Elektrik, su, kira gibi temel giderlerin yanı sıra, bugün bir personelin en düşük maliyeti 25.000 TL civarına ulaşmış durumda. Bu işi yürütmek için örneğin 2 gündüzcü, 2 akşamcı, bir peron görevlisi ve bir gececi olmak üzere en az 7 personel gerekiyor. Bu da hiçbir ek masraf olmadan sadece personel giderlerinin aylık 200.000 TL’ye yaklaştığını gösteriyor.
Sektörümüz ne yazık ki masraflar arttıkça kazançların azaldığı bir yapıya büründü. Geçmişe fazla takılmamayı tercih ediyorum, çünkü "insana en uzak gün dündür" felsefesiyle hareket eden biriyim. Bu nedenle, yarın ne yapabiliriz düşüncesiyle ticaret yapmaya çalışan bir esnafım. Ahlaki değerlerimizden ödün vermeden en iyi hizmeti sunmak için elimizden geleni yapıyoruz. Ömrümüz yettiği sürece bu yolda duruşumuzu bozmadan hizmet vermeye devam edeceğiz.
BİRİLERİ GELİR, BİRİLERİ GİDER …Online satış platformları, ya da şu an aklımıza gelmeyen diğer satış kanalları, 24 saat boyunca hizmet sunabilen, problemlere hızlı çözümler üreten yapılar haline geldi. Öyle bir devirde yaşıyoruz ki, "vakit nakittir" sözü tam anlamıyla hayat buluyor. Bugün insanlar, otobüslerimizde bile en çok kalkış ve varış noktaları arasındaki zaman dilimine odaklanıyor. Biz yazıhaneciler olarak bu duruma ister istemez maddi açıdan da etkileniyoruz, hepimizin malumu bu.
Artık internet çağına girdik ve internet üzerinden satılan biletlerin birçok firmanın komisyon ödemediği platformlarda sunulduğunu biliyorum. Elbette bu onların politikası; komisyon verebilirler ya da vermeyebilirler. Ancak bu gerçek, bizim işimizi fazlasıyla etkilemiş durumda. Yazıhaneciler olarak, sektörün şu an aldığı değerden çok daha yüksek bir değeri hak ettiğini, bizim pozisyonumuzun çok daha önemli olduğunu düşünenlerdenim. Tabii ki, insan kendi değerini kendi belirler; fakat maalesef, biz yazıhaneciler açısından kötü bir imaj çizilmiş durumda. Yine de benim gibi bu mesleğe daha profesyonel, eğitimli ve bilinçli bir şekilde yaklaşan arkadaşlarımızın sektörü farklı bir seviyeye taşıyabileceğine inanıyorum. Hayat bir döngüdür; birileri gelir, birileri gider ve zaman değiştikçe bizlerin de bu değişime ayak uydurarak daha profesyonel olmamız gerektiğini düşünüyorum.
OTOGARLAR BELEDİYENİN KONTROLÜNDE OLMAMALI"Otogar, bir şehrin aynasıdır" sözü, büyüklerimizden sıkça duyduğumuz bir ifadedir ve bugün, şehirle işi olmayan insan neredeyse yoktur. Ancak otogarlarımız belediyelerin kontrolünde kaldığı sürece bu işten istenilen verim alınamaz. Otogarların mutlaka devlete, özellikle de İçişleri Bakanlığı’na veya Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı olması gerekir ki daha etkin ve düzenli bir yapıya kavuşsun. Günümüzde internet üzerinden bilet satışlarının artmasıyla birlikte, şehir içindeki yazıhanelerin eski canlılığı kalmadı.
Maliyetler bu işin sürdürülebilirliğini zorlaştırıyor. Eskiden büyük firmalar, bir şehirde kaç tane şubeniz olduğunu sorar ve bu duruma büyük önem verirlerdi. Ancak günümüzde, şube sayısının eskisi kadar önemli olmadığını düşünüyorum, çünkü maliyetler nedeniyle çok sayıda şube bulundurmak artık mantıklı görünmüyor. Eskiden yazıhane masrafları, otobüsçüler ya da firmalar tarafından karşılanırdı, ancak günümüzde kimse bu tür maliyetlerin altına girmek istemiyor.