Hava Durumu

#Haberulasimgazetesi

Ulaşım Sektörünün En İyi Temsilcisi - Haber Ulaşım - Haberulasimgazetesi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Haberulasimgazetesi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Sigortacılık, Hasar Sonrası Müşterinin Yüzündeki Gülümsemedir Haber

Sigortacılık, Hasar Sonrası Müşterinin Yüzündeki Gülümsemedir

BU İŞ POLİÇEYİ KESİP RAFA KALDIRMAKLA BİTMİYOR Ben Öner Yavuz. 1979 yılında Erzurum’un Horasan ilçesinde doğdum. 46 yaşındayım, evliyim ve üç çocuk babasıyım; iki kızım ve bir oğlum var. 25 yıldır sigortacılık sektöründe görev yapıyorum. Askerliğimin ardından bu meslekle tanıştım ve o günden bu yana hiç ara vermeden devam ediyorum. Sigortacılık, keyifli olduğu kadar stresli de bir meslek. Dışarıdan bakıldığında vitrin işi gibi görünse de aslında çok daha fazlasını barındırıyor. Müşteri memnuniyetine odaklanmak bu işin en önemli kuralı. Ben sigortacılığı şöyle tanımlıyorum: “Sigorta, hasar sonrası müşterinin yüzündeki gülümsemedir.” Bu iş, poliçeyi kesip rafa kaldırmakla bitmiyor. 365 gün boyunca müşteriye seni arama hakkı veriyorsun. Hasarında yanında oluyor, taziyesinde bulunuyor, düğününde ve hastalığında destek veriyorsun. İşte bu tür samimi ve sürdürülebilir ilişkiler sayesinde gerçek sigortacılık ortaya çıkıyor. Çok şükür, biz de 25 yıldır alnımızın akıyla bu sektörde hizmet vermeye devam ediyoruz. SEKTÖRE YÖN VEREN LİDER FİRMALARLA İŞ BİRLİĞİ YAPIYORUZ 2013 yılının Mayıs ayında Öner Sigorta’yı kurdum. O dönemde araç sayısı öyle azdı ki çoğu plakayı ezbere bilirdim. Bugün geldiğimiz noktada ise müşteri sayımızı sorsanız inanın kesin bir rakam veremem; çünkü binlerce müşterimiz var. Öyle ki en az 10 yıldır bizimle çalışan ama yüz yüze hiç görüşmediğimiz müşterilerimiz bulunuyor. Bu da sigortacılığın güvene dayalı bir meslek olduğunun en net göstergesidir. Bizim için müşteri gerçekten velinimettir. Referansların değerini çok iyi biliyoruz; çünkü işimizin büyümesi ve Türkiye’nin dört bir yanına poliçe düzenleyebilmemizin en büyük sebebi bize duyulan güven ve sağlanan referanslardır. Bugün İstanbul’da faaliyet gösteriyoruz ama hizmet ağımız Türkiye geneline yayılmış durumda. Sigorta şirketlerinin neredeyse tamamıyla çalışıyoruz. Şu anda 20 şirketin acenteliğini üstleniyoruz. Sektöre yön veren lider firmalarla iş birliği yapıyor, müşterilerimize özel fiyatlandırmalar sunuyoruz. Her branşta hizmet veriyor ve bunu güçlü, deneyimli bir kadroyla sürdürüyoruz. SİGORTACILIK, 7/24 MÜŞTERİYLE İLETİŞİMDE OLMAKTIR Benim için sigortacılık, sadece poliçe düzenlemekten ibaret değil. Bu iş, müşterilerle sürekli iletişimde olmayı gerektiriyor. 7/24 arama hakkı verdiğiniz müşteriye yalnızca iş süreçlerinde değil, hayatının her anında temas etmelisiniz. Hasarında yanında olacak, düğününe, taziyesine, ziyaretine katılacaksınız. Bu anlayış sayesinde müşterilerimizle uzun yıllara dayanan sağlam bağlar kurduk. Öyle ki bazen müşterilerimizden gelen bir telefon, ailemizden gelen bir aramadan daha samimi gelebiliyor. İşte bu güven ilişkisi, sigortacılıkta ayakta kalmamızın ve yıllardır tercih edilmemizin en önemli sebebi. OTOBÜS SEKTÖRÜNDE RİSK BÜYÜK, MALİYETLER YÜKSEK Otobüs taşımacılığı, sigortacılığın en hassas alanlarından biri çünkü ben bu sektörü hem sigortacı hem de otobüsçü gözünden görebiliyorum. Bugün değeri 20 milyon lirayı bulan bir otobüs, kış koşulları, uzun yol şartları ve sürücü yorgunluğu gibi faktörlerle ciddi riskler taşıyor. Sigorta şirketleri de bu riskleri çok net görüyor. Bu noktada biz, Anadolu Sigorta ile birlikte araç içi ve yol kayıtlarını 365 gün boyunca saklayabilecek kamera sistemleri üzerine bir proje geliştirdik. Bu sistem, olası bir kazada kusurun daha net belirlenmesine büyük katkı sağlayacak. Ancak diğer tarafta otobüsçü için maliyetler çok ağır. 500 bin lira kasko, 100 bin lira trafik sigortası, koltuk sigortaları… Eskiden bu rakamlarla araç alınabiliyordu, şimdi yalnızca sigorta yapılabiliyor. Öyle ki bir aracın taksiti artık kasko primini bile karşılamıyor. Bu yüzden kasko, eskisi kadar cazip değil ve satış oranlarımız ciddi şekilde düştü. Üstelik otobüsçünün yükü sadece sigortayla da bitmiyor. Lastik, yakıt, şoför maaşları, otogar giriş-çıkış ücretleri, köprü geçişleri, yol ikramları… Bunların hepsi ayrı bir maliyet kalemi. Otobüsçü, adeta “üvey evlat” gibi görülüyor. Hep mesafeli, hep eldivenle yaklaşılmış bir sektör olmuş. Halbuki taşımacılık bu ülkenin bel kemiği. Doluluk oranları yüksek olsa bile maliyetlerle mücadele etmek her geçen gün daha da zorlaşıyor. GÜVEN VERMEYEN KİŞİLERLE ÇALIŞMIYORUZ Şu anda piyasa koşullarında otobüs kasko işini aktif olarak üstlenen yalnızca iki şirket bulunuyor çünkü sigorta şirketleri bu alanda ciddi kayıplar yaşıyor. Bir yandan oluşturdukları risk havuzunu korumak zorundalar. Eğer bu alandan çekilirlerse çok sayıda poliçeyi ve yüksek tutarlı hasar ödemelerini göze almaları gerekir. Bu nedenle çekilmeye cesaret edemiyorlar. Biz acenteler de bu noktada son derece seçici davranmak zorundayız. “Dostlar pazarda görsün” anlayışıyla iş yapmıyoruz. Sağlam olmayan, güven vermeyen kişilerle çalışmamaya özen gösteriyoruz çünkü günün sonunda biz de sigorta şirketlerine ciddi teminatlar sunuyoruz. Çok iş yapmak, çok para kazanmak anlamına gelmez. Aksine, yanlış işlerle uğraşanların çoğu batak veriyor. Bizim önceliğimiz, güvenilir iş ortaklıklarıyla sürdürülebilir başarı sağlamak. OTOBÜSÇÜLÜĞÜ DE SİGORTACILIĞI DA SEVİYORUM Ben sigortacılığı ne kadar seversem otobüsçülüğü de en az o kadar seviyorum çünkü otobüsçülerin yükünü, sorunlarını ve yaşadıkları zorlukları çok iyi biliyorum. Geçmişte otobüs firmalarının hangi sıkıntılardan geçtiğine de şahit oldum. Araç hareket saatinde lastikçisi, camcısı, ikramcısı sırada beklerdi. Hatta araç sahibi bazen otogara bile uğramaz, yol üstünden otobüse binerdi. İşte o zorlu günlerden bugüne geldik. Benim tek dileğim şu: Allah otobüsçülere kazasız, belasız yolculuklar nasip etsin. Biz de elimizden geldiğince hem müşterilerimizi hem de sigorta şirketlerini koruyarak bu hassas dengeyi sürdürmeye devam edeceğiz.

Kâmil Koç’un Her Bölgede Özel Bir Müşteri Kitlesi Var Haber

Kâmil Koç’un Her Bölgede Özel Bir Müşteri Kitlesi Var

YOLCULUĞUMUZ BİR İNATLA BAŞLADI 1960 yılında Aydın’da doğdum. Gençlik yıllarımı İstanbul’da geçirdim, o büyük şehirde yaşamanın heyecanıyla büyüdüm ancak hayat beni 1986 yılında Didim’e götürdü ve orada yepyeni bir macera başladı benim için. Aslında o zamana kadar müzik sektöründe çalışıyordum ama hayat bazen insanı bambaşka yerlere sürüklüyor. 1986 yılında Kâmil Koç’a acentelik başvurusu yaparak yeni bir yola girmeye karar verdim. Bu kararımda, başka bir firmada çalışan bir arkadaşıma karşı beslediğim küçük bir inat da etkili oldu diyebilirim. O zamanlar yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi, sürekli içinde olduğum bir mücadele vardı. Bursa’ya gidip Kâmil Koç’un merkeziyle görüşmeler yaptım, Didim’de bir yazıhane açma niyetimi belirttim. O dönemin duayenlerinden Hacı Fehmi ve Ankara’daki Ertuğrul Koç’un desteğini gördüm. O zamanlar Ege Bölgesi’nde Kâmil Koç sadece Marmaris’te vardı. Didim’de ise böyle bir hizmet yoktu ve büyük bir boşluk vardı. Üç yıl boyunca büyük bir sabır ve azimle uğraştım, toplantılara katıldım, firma ailesinin bir parçası oldum. Nihayet 1990 Haziran’ında Didim’de Kâmil Koç acentesini açtık ve yolculuğumuz başladı. Bu süreç, benim için sadece bir iş değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi oldu. Her adımda yeni zorluklar vardı ama aynı zamanda insanlarla kurulan bağlar, verilen emeklerin karşılığını almak büyük mutluluktu. Didim’de Kâmil Koç’un kök salması için emek vermek, bölgeye hizmet etmek benim en büyük gururum oldu. GÜVEN, İNSANLARA KARŞI EN ÖNEMLİ DEĞERİMİZ Başlangıcımızda Ege Bölgesi’nde oluşan boşluğu çok iyi değerlendirdik ve kısa sürede geniş bir müşteri kitlesi oluşturduk. Öyle ki bazen bir günde 10-12 yeni araç eklemek zorunda kaldığımız anlar oldu. İstanbul, Ankara, Bursa gibi şehirlerden aldığımız destekle işimizi sağlam temeller üzerine kurduk ve büyüttük. Bizim için en temel değer “güven” oldu. İnsanlara karşı güven veren bir firma olduk. Bir isim, bir markayız ve bu marka güvenle anılıyor. Yolcularımız, biletlerini aldıkları anda rahat ediyor çünkü biz onların zamanına ve ihtiyaçlarına saygı duyuyoruz. Ödemelerde de hiçbir sıkıntı yaşamadık; Kâmil Koç ile olan ilişkimizde avanslarımız hep zamanında ve eksiksiz yapıldı. 1990’lardan bu yana Kâmil Koç’un hizmet kalitesi hep artarak devam etti. Biz de bu gelişimin içinde olduk. Bu gelişimin karşılığı olarak da yolcularımızın ilk tercihi her zaman Kamil Koç oldu. Biz de bu ilginin karşılığını vermek için Didim’den İstanbul, Ankara, Sivas, Erzurum, Çanakkale, Eskişehir, Kayseri gibi birçok şehre düzenli seferler yapıyoruz. Şu anda günlük yaklaşık 20 seferimiz var. Yolcularımızın beklentilerini karşılamak ve onları memnun etmek, bizim için her zaman en büyük motivasyon oldu. Çünkü biliyoruz ki memnun bir yolcu, hem bizi tercih etmeye devam ediyor hem de çevresine bizi tavsiye ediyor. KÂMİL KOÇ AİLESİ, BAŞKA BİR AİLE Kâmil Koç’ta çalışmanın ve bu ailenin parçası olmanın ayrıcalığını her zaman hissettim. Burada unutamadığım çok anılar var. Yolcularımızla kurduğumuz bağ, artık sıradan bir müşteri ilişkisi değil; adeta aileden biri gibiler. Giriş çıkışlarda yaşanan o samimiyet ve sıcaklık, başka hiçbir otobüs firmasında yakalanamaz. Hala arayıp halimizi hatırımızı soran yolcularımız var. Sağlığımı, ailemi soranlar, bizi düşünenler… Bu birliktelik ve dayanışma duygusu gerçekten çok özel. Kâmil Koç ailesi gibi başka hiçbir firmanın bütünlük ve dayanışma sağlayabileceğini düşünmüyorum. Bu, sadece işin teknik tarafı değil; insanı insan yapan bir bağ. DİDİM HALKI, EKONOMİK AÇIDAN OLDUKÇA SEÇİCİ Didim, Anadolu’nun her yerinden insanın bir arada yaşadığı özel bir yer. Farklı coğrafi bölgelerden gelen insanlar bir arada yaşıyor, bizim de müşteri kitlemiz bu noktada oldukça geniş bir yelpazeye sahip diyebilirim. Ancak Didim halkının ekonomik hassasiyeti de oldukça fazladır. Araştırır, karşılaştırır ve tercihini buna göre yapar. Kamil Koç’un bu hassasiyetlere cevap verebiliyor olması da bizim için oldukça önemli. Nitekim yolcularımızın tercihlerine baktığımızda Kamil Koç ile çalışarak ne kadar doğru bir karar verdiğimizi tekrar tekrar tecrübe ediyoruz. Bu insanlar başka firmalarla yolculuk yapmayı tercih etmiyorlar. Markamızla derin bir aidiyet duygusu oluşturduk. Bu aidiyet ve bağlılık, markamızın en büyük gücü. Biz Didim halkı ile birlikte büyüdük, geliştik. Onlar da bizi benimsedi. YILLARIN DENEYİMİYLE YOLUMUZA DEVAM EDİYORUZ 1986’dan beri süregelen bu yolculuk, bir inatla başladı, mücadeleyle büyüdü ve bugün Didim’de önemli bir yere ulaştı. İnsanların güvenini kazanmak, marka olmak kolay değil ama biz bu işi severek yaptık, aile gibi olduk, büyüdük ve her geçen gün kendimizi yeniledik. Bugün geriye dönüp baktığımda ne kadar çok engel aşılmış ne kadar çok dost kazanılmış olduğunu görmek gurur verici. Yolumuz uzun ve zorluklarla dolu olabilir ama kararlılığımız ve azmimizle Didim’de ve Ege Bölgesi’nde Kâmil Koç’un adı hep güvenle anılacak. Önümüzdeki yıllarda da bu güçlü temeller üzerine yeni yatırımlar yaparak hizmet kalitemizi artırarak yolumuza devam edeceğiz çünkü biliyoruz ki her yolcu bizim için bir misafir ve biz onları en iyi şekilde ağırlamakla yükümlüyüz.

Tümoyid Genel Başkanı Kadir Başboğa: Yazıhane İşletmecileri Görülmeyen Bir Mağduriyetin İçinde Haber

Tümoyid Genel Başkanı Kadir Başboğa: Yazıhane İşletmecileri Görülmeyen Bir Mağduriyetin İçinde

MESLEK TANIMI YOK, TEMSİL YOK, DESTEK YOK Türkiye genelinde F1–F2 belgeleriyle faaliyet gösteren binlerce yazıhane işletmecisinin uzun yıllardır çözüm bekleyen yapısal sorunları artık tahammül sınırlarını aşmış durumdadır. Yazıhane işletmecileri olarak hem yasal tanımsızlık hem de dijitalleşmeyle birlikte artan ekonomik baskılar nedeniyle ciddi bir mağduriyet yaşıyoruz. Yazıhane işletmeciliği, ne yazık ki Türkiye’de resmi olarak tanımlanmış bir meslek statüsüne sahip değildir. Bu durum, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı başta olmak üzere SGK, vergi daireleri ve yerel yönetimlerle olan tüm ilişkilerimizde belirsizlik yaratmakta hakkımız olan desteklere ulaşmamızı engellemektedir. Yasal temsiliyetimizin olmaması, kamu kurumları nezdinde sesimizi duyurmamızı zorlaştırmaktadır. DİJİTALLEŞME YAZIHANELERİ SİSTEM DIŞINA İTİYOR Son yıllarda otobüs firmalarının bilet satışlarını yalnızca kendi mobil uygulamalarına ve dijital platformlara yönlendirmesi, fiziki yazıhaneleri sistem dışına itmiştir. Bizler hâlâ sahada aktif olarak yolcuya hizmet verirken verdiğimiz hizmet karşılığında komisyon alamaz hâle geldik. Bazı firmalar tarafından tamamen devre dışı bırakılıyor, sistemden siliniyoruz. Bu adaletsiz yapının sürdürülebilirliği mümkün değildir. OTOGAR YÖNETİMLERİYLE YAŞANAN SORUNLAR İŞ YAPMAMIZI ENGELLİYOR Otogar yönetimleriyle karşı karşıya kaldığımız yüksek kira bedelleri, tek taraflı sözleşmeler ve merkezi olmayan alanlara yönlendirme uygulamaları, iş yapma kapasitemizi doğrudan etkilemektedir. Yazıhanelerimize tanıtım ve yönlendirme hakkı verilmemesi ise ticari olarak görünmez hâle gelmemize neden olmaktadır. KAYIT DIŞI SATIŞLAR YASAL İŞLETMECİYİ EZİYOR Kayıt dışı bilet satışı yapan kişi ve platformların denetimsizliği, haksız rekabeti artırmakta ve belgeli işletmeler olarak bizlerin yasal sorumluluk yükünü taşınamaz boyutlara ulaştırmaktadır. Üstelik artan kira, SGK primi, personel gideri ve yazılım maliyetleriyle baş etmeye çalışırken gelirlerimiz her geçen gün daha da düşmektedir. KAMU DESTEKLERİNDEN FAYDALANAMIYORUZ Yasal bir meslek statümüz olmadığı için KOSGEB başta olmak üzere hiçbir kurumsal destek programından faydalanamıyoruz. Dijital dönüşüm, altyapı yatırımları, kira desteği ve personel istihdamı gibi alanlarda tamamen kendi imkânlarımızla ayakta kalmaya çalışıyoruz. Bu da bizi her geçen gün daha da kırılgan hâle getiriyor. BİRLİK RUHU GELİŞMELİ, TEMSİL GÜCÜ ARTIRILMALI Sektördeki en önemli eksikliklerden biri de yazıhane işletmecilerinin çoğunun hâlâ bireysel hareket ediyor olmasıdır. Ortak akıl ve kurumsal temsil ruhunu güçlendirmek zorundayız. TÜMOYİD olarak bunun için çalışıyor, meslektaşlarımızı aynı çatı altında buluşturmak için çaba harcıyoruz. YEREL YÖNETİMLERİN DIŞLAYICI YAKLAŞIMLARI ENDİŞE VERİCİ Bazı belediyelerin yeni otogar projelerinde yazıhanelere ( F1-F2 belge sahiplerinin yazıhane kiralama hakkının ve ihalelere katılma hakkının tanınmaması) yer vermemesi, ticari faaliyetlerimizin doğrudan engellenmesi anlamına gelmektedir. Bu uygulamalar sektörde hem moral hem de ekonomik kayba neden olmaktadır. BEKLENTİ VAR, YETKİ VE BÜTÇE YOK Yolcuların beklentileri her geçen gün artıyor. Konfor, ikram, bilgi verme gibi taleplerin muhatabı yazıhaneler oluyor ancak bizlerin ne bu hizmetleri karşılayacak bir bütçesi ne de bu doğrultuda bir yetkisi bulunmaktadır. Bu durum da hizmet kalitesini doğrudan etkilemekte ve motivasyonumuzu kırmaktadır. ÇÖZÜM, SADECE YAZIHANELERİ DEĞİL, TÜM SEKTÖRÜ RAHATLATACAKTIR TÜMOYİD olarak çağrımız nettir: Sektörün tüm paydaşlarını, yazıhane işletmecilerinin sesi olmaya, bu görünmeyen ancak derinleşen yapısal sorunlara birlikte çözüm üretmeye davet ediyoruz. Atılacak her olumlu adım, sadece biz yazıhaneleri değil, şehirlerarası yolcu taşımacılığının bütün sistemini daha adil, daha verimli ve sürdürülebilir kılacaktır.

Kale Seyahat ve Bursaspor Ortaklığı Görkemli Bir Lansmanla Tanıtıldı Haber

Kale Seyahat ve Bursaspor Ortaklığı Görkemli Bir Lansmanla Tanıtıldı

Kale Seyahat Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Ali Rıza Çelebi, lansmanda yaptığı konuşmada: “Kıymetli Misafirler, Değerli Basın Mensupları ve Büyük Bursaspor Ailesi, Bugün burada, Türkiye’nin dört bir yanına güvenli ve konforlu ulaşım sunan Kale Seyahat olarak, Türk futbolunun en değerli markalarından biri olan Bursaspor ile gerçekleştirdiğimiz sponsorluk anlaşmasını duyurmaktan büyük bir gurur duyuyoruz. 1975 yılında Trakya’dan başlayan yolculuğumuz, bugün yüzlerce il ve ilçeye ulaşan güçlü bir ulaşım ağına dönüşmüştür. Trakya’dan Ege’ye, Akdeniz’den İç Anadolu’ya ve Batı Karadeniz’e kadar uzanan rotalarımızla, modern araç filomuz ve müşteri odaklı hizmet anlayışımız sayesinde sektördeki öncü konumumuzu sürdürüyoruz. Bu değerli iş birliği kapsamında, Neoplan Tourliner marka, üst düzey konfor ve teknolojik donanımla özel olarak tasarlanan otobüsümüzü Bursaspor futbolcularının kullanımına sunmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Sporcuların güvenliği, konforu ve performansı için tüm detaylar titizlikle düşünülerek hayata geçirildi. Ayrıca bu iş birliğini sadece sahayla sınırlı tutmadık. Bursaspor taraftarlarına özel ayrıcalıklı seyahat fırsatlarıyla bu ortaklığı yollarda da büyütüyoruz. Takımına her şartta destek olan yeşil-beyaz sevdalılarına Kale Seyahat konforunu özel avantajlarla sunmaya hazırlanıyoruz. Bursaspor, köklü tarihi, altyapıya verdiği değer ve büyük hedefleriyle Türk futbolunun gurur kaynaklarından biridir. Biz de Kale Seyahat olarak, bu vizyona katkı sunmaktan ve bu büyük camianın yanında yer almaktan onur duyuyoruz. Üç yıl sürecek bu iş birliğimizin, sadece sahada değil, yollarda da büyük başarılara vesile olacağına inanıyoruz. Süper Lig’e ve Avrupa şampiyonluklarına giden bu yolda Bursaspor’un yanında olmaktan gurur duyuyoruz. Bursaspor camiasına ve Kale Seyahat ailesine hayırlı olsun.” Bursaspor Başkanı Enes Çelik ise şu ifadeleri kullandı: “Daha önce de açıkladığımız gibi Bursaspor’un Süper Lig yolculuğunda Kale Seyahat’le yürüme kararı aldık. Camiamıza hayırlı olsun. Türkiye’nin önemli markalarından bir tanesi. Taraftarlarımıza da bir müjdesi olacak Ali Rıza Bey’in. Ben otobüsümüzün de Bursaspor’umuza yakıştığını düşünüyorum. Bize yakışan bir otobüs oldu. Dilerim ki bu yolculuğumuz uzun sürsün.” Taraftara Yüzde 16 İndirim Kale Seyahat Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Ali Rıza Çelebi, Enes Çelik’in konuşmasından sonra yeniden söz alarak şunları söyledi: “Bursaspor taraftarına da ayrıcalıklı seyahatler sunacağız. Bursaspor, Türk futbolunun gururudur. 3 yılı sürecek olan bu iş birliğinde Bursaspor’un yanında dimdik duracağız. Bursa demek 16 demek. İndirimlerimiz de Bursaspor taraftarına bu orandan olacak.”

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.