Hava Durumu

#Turizm

Ulaşım Sektörünün En İyi Temsilcisi - Haber Ulaşım - Turizm haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Turizm haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Bu Sektörde Araç Yenilemek, İstiklâl Marşı’nı Bilmek Gibidir Haber

Bu Sektörde Araç Yenilemek, İstiklâl Marşı’nı Bilmek Gibidir

TAŞIMACILIĞIN HER ALANINDA FAALİYET GÖSTERİYORUZ Ben Murat Arıkan, Arıkan Turizm Yönetim Kurulu Başkanıyım. 2005 yılından bu yana şirket ortağı olarak görev yapıyorum ve ailemizin üçüncü kuşak temsilcisiyim. 1980 doğumluyum. Arıkan Turizm 1993 yılında kuruldu; bu yıl itibarıyla 33. yılımızı dolduruyoruz ancak hikâyemiz aslında bu tarihten daha da eskiye dayanıyor. Bizden önceki kuşaklar uzun yıllar taşımacılık ve arabacılıkla uğraşmış. Ben iş hayatına aslında farklı bir alanda başladım. Ekonomi mezunuyum ve ilk yıllarımda beyaz yaka olarak profesyonel iş hayatında görev yaptım ancak 2004 yılında aile geleneğini sürdürme kararı alarak sektöre dahil oldum. O dönemde Arıkan Turizm’de daha çok “peron otobüsçülüğü” olarak adlandırılan şehirlerarası taşımacılık faaliyetleri yürütülüyordu. Biz, yeni nesil olarak işi daha kurumsal bir yapıya kavuşturmak ve turizm taşımacılığına ağırlık vermek istedik. 2010 yılında ihracat faaliyetlerine başladık, 2012’de ise servis taşımacılığına adım attık. 2016 yılında ise kendi seyahat acentemizi kurarak sektördeki tüm bileşenlerde yer almaya başladık. Bugün Arıkan Turizm olarak şehirlerarası otogar peron taşımacılığı hariç taşımacılığın hemen her alanında faaliyet gösteriyoruz. Ana departmanımız yurt dışı turizm taşımacılığı. Bunun yanında yurt içi kültür turları düzenlemeye de devam ediyoruz. Avrupa tarafında özellikle batı kapısına yakın bir bölgede konumlanmamız nedeniyle Yunanistan bizim ana destinasyonlarımızdan biri. Bunun dışında Balkan turlarında da oldukça aktifiz. Araçlarımızı İtalya, İspanya, Portekiz, Fransa gibi birçok Avrupa ülkesinde hizmete sunuyoruz. İngiltere hariç Avrupa’nın hemen her noktasında farklı acentelere ve programlara araç tedarik ederek geniş bir coğrafyada faaliyet gösteriyoruz. ZORLU KOŞULLARA RAĞMEN 2025’İ HEDEFLEDİĞİMİZ YERDE KAPATIYORUZ 2024 bizim için taşımacılık anlamında oldukça iyi geçti. Pandeminin etkileri tamamen geride kalmıştı. İnsanlar yeniden gezmeye, para harcamaya, tatil planları yapmaya başlamıştı. Dolayısıyla 2024 yılı bizim açımızdan verimli bir yıl oldu. 2025’e geçtiğimizde ise tablo biraz değişti. Bu yıl bizim için daha karamsar bir yıl oldu diyebilirim. Malum, siyasi krizler ve çevresel faktörler sektörü doğrudan etkiliyor. İran-İsrail savaşı, petrol fiyatlarındaki dalgalanma gibi global gelişmeler, tatil ve seyahat harcamalarını ciddi oranda azalttı. Yine de dünyadaki genel ekonomik duruma baktığımızda birçok sektör kriz yaşıyor veya düşük verimlilikle ilerliyor. Biz Arıkan Turizm olarak bu tabloya rağmen hedeflediğimiz seviyede bir yılı tamamlıyoruz diyebilirim. Zaten 2025’in zor bir yıl olacağı belliydi. Ekonomik açıdan alım gücü ciddi şekilde düştü. Türkiye artık çok pahalı bir ülke haline geldi. Bu durum özellikle nitelikli yabancı turist sayısının azalmasına neden oluyor. Yurt dışına çıktığımızda ya da kendi tatil planlarımızı yaptığımızda bunu birebir hissediyoruz. Oteller bu dönemde yeni yıl fiyatlamalarını yaparken ciddi zorluklar yaşıyor. “2026’da şu fiyat olacak.” diye plan yapıyorlar ama karşılığını bulamıyorlar. Sonra fiyatlar geri geliyor. Taşımacılık sektörü ise bu konuda daha temkinli davranıyor. Bizde “aman bu sene de işsiz kalmayayım, dükkânım yürüsün” anlayışı hâkim. Bu nedenle fiyat politikamız daha makul seviyelerde. Şu anda fedakârlık yıllarındayız, hatta “feda yılları” diyebilirim. Bolluk dönemlerini de gördük elbette. Bu ülke bereketli bir ülke; geçmişte istediğimiz fiyata araç kiraladığımız, sattığımız dönemler de oldu ancak pandemiyle birlikte zorlu bir sürece girdik. BAKIM MALİYETLERİ ALMIŞ BAŞINI GİTMİŞ Bugün istediğimiz fiyatlarla iş yapabiliyor muyuz? Hayır. Alım gücümüz düştü mü? Evet, ciddi şekilde düştü. Sigorta, lastik, en önemlisi de bakım maliyetleri inanılmaz arttı. Özellikle bakım ve yedek parça fiyatları artık öngörülemez durumda. Gittiğiniz her serviste yeni bir fiyatla karşılaşıyorsunuz. Ben daha önce de söylemiştim, yine söylüyorum: “En ucuz araba, yeni arabadır.” Bu görüşüm hâlâ geçerliliğini koruyor çünkü garanti süresi bitmiş bir aracı sanayiye taşımak artık büyük maliyet demek. O yüzden araçları minimum kilometrede yenilemek, garanti süresi içinde kalmak şu anda en mantıklı seçenek. Aksi durumda, sanayide bakım yaptırarak bu işi yürütmek neredeyse imkânsız hale geldi. Gerçekten meslektaşlarımızın işi çok zor; Allah yardımcıları olsun. YENİ HEDEFİMİZ ARAÇ YAŞ ORTALAMAMIZI 2’DEN 1,5’A DÜŞÜRMEK Biz 60 kişilik bir ekibiz. Servis taşımacılığında çok sayıda kiralık aracımız da bulunuyor fakat onları bu sayıya dahil etmiyoruz. Yine de bölgemizde hatırı sayılır bir filoya sahibiz. Şu anda araçlarımızın yaş ortalaması 2. Hedefimiz bunu 1,5 yaşa düşürmek. Markalarla yaptığımız anlaşmalar da bu vizyonla ilerliyor. Hizmet kalitemizle öne çıkıyoruz; butik hizmet anlayışını benimsedik. Şu anda 50 araçlık bir parkla, toplamda kiralık araçlarla birlikte 150 araçlık bir kapasiteyle hizmet veriyoruz. Bundan sonra da yatırımlarımız devam edecek. Arıkan Turizm olarak belli dönemlerde mutlaka araç yenilemeleri yapıyoruz. Bu bizim için “olmazsa olmaz” bir şey. Hatta bunu şöyle ifade edebilirim: “Bu sektörde araç yenilemek, İstiklâl Marşı’nı bilmek gibidir.” ONLİNE DÖNÜŞÜME AYAK UYDURMAK İÇİN HALA GEÇ KALMIŞ DEĞİLİZ Turizm taşımacılığı online dönüşüme tam olarak ayak uyduramadı ama çok geç kalındığını düşünmüyorum. Bugün toplam ticaretin %60-65’i online ortamda dönüyor. Bu oran önümüzdeki yıllarda %90’lara ulaşacak. Amerika’da insanlar kendi araçlarını bile internet üzerinden sipariş ediyor. Biz bu alanda belki 10 yıl geriden geldik ama pandemiyle birlikte dijitalleşme süreci hızlandı. Şu anda arayı kapatmaya başladık diyebilirim. MESLEK İTİBARIMIZI GÜÇLENDİRMEK İÇİN TUİDER’İ KURDUK Sektör olarak artık daha kurumsal bir yapılanmaya ihtiyacımız vardı. Turizm taşımacılığı firmalarının güç birliği yapması gerekiyordu. Bu düşünceden hareketle TUİDER’i kurduk çünkü açık konuşmak gerekirse sektörümüz hak ettiği itibarı görmüyor. Sektörümüzün “meslek itibarı” zayıf. Bu algıyı değiştirmek için bireysel çabalar yetmez. Dernek olarak bir araya gelip daha güçlü bir ses oluşturmak istiyoruz. Bizim temel hedefimiz mesleki itibar kazandırmak. Bunun yanında toplu alımlar yoluyla üyelerimize doğrudan ekonomik katkı da sağlıyoruz. Yakıt, sigorta, lastik, bakım, cam, araç alımı gibi kalemlerde ciddi avantajlar oluşturduk. TUİDER’de şu anda 80’in üzerinde üye var. İlk yıl biraz seçici davrandık çünkü nitelikli bir oluşum hedefledik. Şimdi ise bölgesel yapılanma aşamasına geçiyoruz: İzmir, Ankara, Antalya, Doğu Anadolu, Karadeniz gibi bölgelerde temsilcilikler açılacak. TUİDER’İN SUNDUĞU AVANTAJLARDAN HER ÜYEMİZ YARARLANABİLİYOR Üye olan her firma, bu avantajlardan hemen yararlanabiliyor. En önemlisi de “yalnız olmadığını” hissediyor çünkü artık hepimizin ortak bir sorunu var: itibarsızlık yorgunluğu. Otobüsün, yatırımın, mülkün olabilir ama meslek olarak hak ettiğin saygıyı göremiyorsan bu insanı yıpratıyor. Biz bu durumu değiştirmek istiyoruz. Açık konuşayım; bu kadar birlik daha önce hiç olmamıştı. Patronların, yatırımcıların aynı masa etrafında toplanıp ortak sorunlara çözüm aradığı bir dönem yaşıyoruz. Önceden herkes kendi derdiyle uğraşırdı. Şimdi derdimiz ortak: sektörün geleceği. Biz diyoruz ki; “Senin derdin, benim derdim değil. Hepimizin derdi.” Bu yüzden TUİDER, sorunları rapor haline getirip Ulaştırma Bakanlığı gibi ilgili kurumlara iletiyor. Türkiye Otobüsçüler Meclisi’nde üyelerimiz aktif olarak yer alıyor ve sektörün sesi orada da yankılanıyor. 2026 YILI, 2025’TEN DAHA ÖNGÖRÜLEBİLİR BİR DURUMDA 2025 gerçekten zor bir yıldı ama 2026’nın daha dengeli geçeceğini düşünüyorum. 2025’i bir “zorluk çıtası” olarak gördük ve buna alıştık artık. 2026’da daha öngörülebilir bir tablo olacağını tahmin ediyorum. Artık sadece finansal okuryazarlık değil, istatistik ve analiz kabiliyeti de gerekiyor. Patronlar olarak her şeyi takip ediyoruz: grafikler, fiyat hareketleri, maliyet analizleri… Çünkü bugün artık “para kaybederek ya da kazanarak” öğrendiğimiz bir dönemdeyiz. 2026’nın bizi 2025 kadar yormayacağına inanıyorum. Yine de maliyetler en kritik nokta olmaya devam edecek. Ocak-şubat gibi tabloyu daha net görebiliriz ancak şunu net söyleyebilirim: Türkiye artık çok pahalı bir ülke haline geldi. Bu da bizi turizmde alt sıralara itti. Eskiden hizmet kalitemizle övünürdük, “dünyada eşi yok” derdik. Hâlâ kaliteli hizmet veriyoruz ama fiyatlar bu kadar yüksek olunca artık tercih edilmiyoruz. GÜNÜMÜZDE OTOBÜS FİLOLARI “KONTROLLÜ BÜYÜME” AŞAMASINDA Marka anlaşmalarımızı yaptık. Biliyorsunuz, artık birçok marka otobüs yatırımlarını ön ödemeli sistemle gerçekleştiriyor. Bizim de 2026 yılı için ön ödemeli anlaşmalarımız mevcut. Firmalar bu durumu, içinde bulunduğumuz ekonomik şartları da bilerek anlayışla karşılıyorlar. Yatırımlarımız 2026’da da devam edecek. Şu anda devam eden projelerimiz var, yenileri de yolda. Aslında filolar büyümüyor; %10 büyüyor, %10 küçülüyor diyebiliriz. Günün koşullarına göre değişiyor bu. Bazen yaptığınız kontratlar sayesinde %10 daha fazla işe sahip oluyorsunuz, bazen de iptal veya kayıplar nedeniyle düşüş yaşanıyor. Önceden 70–80 araçlarla devam eden filolar, artık maliyetler nedeniyle daha kontrollü büyüyor. Bu süreçte en eskiden en yeniye doğru bir yenilenme, yani akıllı bir güncelleme dönemi içindeyiz. PERSONELİ BULMAK ZOR, ÇALIŞTIRMAK DAHA ZOR Personel bulmak ve mevcut personeli çalıştırmak artık çok zor. Milyonluk araçlar teslim ediliyor ama günlerce yolcularla birebir muhatap olan, bizim dışarıdaki yüzümüz olan kişiler onlar. Eskiden otobüs almak daha kolaydı. Örneğin, aracın bedelinin yarısını denkleştirip krediyi tamamladığında hemen yatırımı yapabiliyordun. Şimdi ise o kadar büyük yatırım gücün olsa bile, o aracı çalıştırabilecek nitelikli personeli bulmakta zorlanıyorsun. Ben hep şunu söylüyorum: Bugün Allah korusun, acil bir sağlık sorunu yaşasak ve beyin cerrahına ihtiyacımız olsa en geç haftaya kadar profesör seviyesinde birini bulabiliriz ama ben sana desem ki, “Yurt dışı tecrübesi olan, vizesi hazır, düzgün bir otobüs şoförü bulalım,” emin ol haftaya kadar bulamayız. Durum bu kadar kritik. Çünkü biz o kişilere sadece aracı değil, canımızı da teslim ediyoruz. Bu yüzden bakış açılarımız tamamen değişti. Artık gerçekten farklı bir noktadayız. KAPTANLARIN GELİR SEVİYESİ YÜKSELTİLMELİ Nitelikli personel, özellikle de şoför yetiştirmek konusunda çalışmalar yürütüyoruz çünkü gerçekten şoför bulmak çok zor. Kaptanlarımızın gelir düzeyleri maalesef çok yüksek değil. Mal sahibi kazanamadığında, ister istemez personelinden kısmak zorunda kalıyor ancak günümüzde insanların en güçlü motivasyon kaynağı para. Geçim şartları çok ağır. Bu nedenle sektörü tercih edilebilir hale getirmek istiyorsak önce maddi kazancı ve çalışma koşullarını iyileştirmemiz gerekiyor. “KADIN TURİZM KAPTANI” YETİŞTİRMEK İÇİN TUİDER OLARAK ÇALIŞIYORUZ Biz TUİDER olarak özellikle kadın turizm kaptanı konusuna büyük önem veriyoruz. Bu konuda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı nezdinde görüşmelerimiz sürüyor. Bu konunun sadece dernek düzeyinde değil, devlet tarafından da teşvik edilmesi gerektiğine inanıyoruz çünkü bu işin bir ön eğitim süreci var. İnsanlar o süreçte “boşta kalmak” istemiyor, o zamanı fedakârlık olarak görmüyor; zaman kaybı gibi düşünüyor. Bu da sektöre nitelikli insan kazandırmamızı zorlaştırıyor. Sektörümüz sabır gerektiriyor. Tecrübe zamanla kazanılıyor. Bu nedenle teşviklerin artırılması, örneğin eğitim döneminde kişilere belirli bir maaş desteği verilmesi gibi uygulamaların hayata geçmesi gerekiyor. Bu konularda ciddi çalışmalarımız var ve inşallah başarıyla sonuçlandıracağız. Amacımız, bu sektörü tercih edilebilir hale getirmek. Ben ayrıca kadın kaptan istihdamını da çok destekliyorum. Kadınlarımız birçok alanda başarıyla yer alıyorlar ve turizm taşımacılığı gibi alanlarda da gayet başarılı olabileceklerine inanıyorum.

Dündar Grup,  Avrupa Yolculuğuna Yeni Yüzüyle Başlıyor Haber

Dündar Grup, Avrupa Yolculuğuna Yeni Yüzüyle Başlıyor

Daha önce şehirlerarası yolcu taşımacılığında Öz Elazığlılar firması adı altında faaliyet gösteriyorduk. Şimdi ise Almanya'da, Dündar markası altında yeniden yolcu taşımacılığı sektörüne adım atıyoruz. Bu kapsamda Almanya’da Hanbus adlı şirketimizi kurduk. Uzun yıllardır Almanya’da iş yapmaktayız ve bu tecrübemizi şimdi Hanbus markasıyla güçlendireceğiz. Dündar Turizm ve Hanbus şirketlerimizi tek çatı altında topladık. Almanya seferlerimizi VİB Turizm iş birliğiyle başlattık. Şu an itibarıyla İstanbul’dan hareket eden seferler düzenliyoruz ancak kısa süre içinde Bursa ve Adapazarı’ndan da seferlerimize başlamayı planlıyoruz. Almanya’nın birçok şehrine hizmet vereceğiz; Münih’ten giriş yaparak Dortmund’a kadar uzanan bir güzergâh oluşturduk. Almanya güzergahı uzun bir rota olduğu için başlangıç olarak haftada iki gün sefer düzenlemeyi planlıyoruz: Pazartesi ve Perşembe. Pazartesi günü İstanbul’dan hareket eden otobüs, Perşembe günü Almanya’dan dönüş yapacak. Aynı şekilde, Perşembe günü İstanbul’dan kalkan otobüs ise Pazartesi günü Almanya’dan geri dönecek. Daha önce Almanya’ya giderken altı farklı sınır kapısından geçmek zorundaydık ancak Avrupa sınır geçişlerindeki yeni düzenlemeler sayesinde artık yalnızca iki sınır kapısından geçiyoruz. Bulgaristan sınırından sonra ciddi bir kontrol süreci yaşanmıyor; yalnızca gümrüklerde kısa süreli denetimlere tabi tutuluyoruz. Eskiden uygulanan pasaport ve ek güvenlik kontrolleri kaldırıldı, şu anda yalnızca kaçak yolcu veya bagaj kontrolleri yapılıyor. Almanya yolculuğu yaklaşık 30 saat sürüyor. Bu uzun mesafede hem 2+1 hem de 2+2 otobüslerimizle konforlu bir seyahat imkânı sunuyoruz. Ayrıca, VIP hizmet kapsamında aileler için özel olarak tasarlanmış 15 kişilik VIP araçlarımız da bulunuyor. Aileler, yalnızca kendilerine özel bu araçlarla hem Almanya’ya gidebilir hem de dönüş yapabilirler.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.