Hava Durumu

Ömer Demirci’den Yeni İş Modeli: “Firmalar Yolcu Bulsun, Bizler Yatırım Yapalım”

Haber Giriş Tarihi: 18.02.2018 00:00
Haber Güncellenme Tarihi: 18.02.2018 00:00
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.haberulasim.com/
Ömer Demirci’den Yeni İş Modeli: “Firmalar Yolcu Bulsun, Bizler Yatırım Yapalım”

Haber Ulaşım: Yıpratıcı, vahim olaylarla geçirdiğimiz yılların ardından ülkemiz ve yolcu taşımacılığı sektörü ‘yaraları sarma dönemi’ diyebileceğimiz bir süreç içerisine girdi. Kara yolu yolcu taşımacılığı sektörü büyük kayıplar verdi. Rena Tur bu zor günleri nasıl geçirdi?

Ömer Demirci: 2016’dan bu yana konuşursak daha gerçekçi cevaplar vermiş olacağız. Yalnızca büyükşehirlerimizde 26 adet bombalı saldırı yaşadık. Tüm bunlara rağmen ne kadar büyük bir millete ve ekonomiye sahip olduğumuzu da gösterdik. Yara aldık ama hep dik durduk. Tüm bunların üzerine hain darbe girişimi gelince iyice zorlandık. Allah o günleri bizlere bir daha göstermesin, Allah kötülere de fırsat vermesin. Bir milletin ne kadar aziz, güçlü ve dirayetli olduğunu da biz 15 Temmuz’da dünya âleme gösterdik.  2017 ise acılarla başladığımız ve çetin şartlarıyla geçen bir sene oldu. Fakat bizler artık gerek kurumsallaşarak gerek senelik planlar yaparak bu çetin şartlara hazır olmalıyız. Sektörümüzün profesyonelleşmesi, günlük yaşamaması gerekmektedir. Rena Tur özelinde konuşacak olursam; Rena Tur her zaman önündeki üç seneyi planlayarak ilerleyen bir şirkettir. Üç seneyi ‘en kötü’ şartları baz alarak planlar, daha iyi geçirirse şükreder. Bu anlayışla Rena Tur 2017’de zorlansa da filosundan araç eksiltmemekle beraber filosuna yeni araçlar katarak yatırımlarına devam etti. Sektörümüz açısından dik durabilmek çok önemlidir, insanlara güç verir, umut olur. Sektör mensuplarına hep söylediğim bir şey var; dün kazanırken iyiydi de bugün bir lokma eksilince mi kötü oldu?

 

2018’de Hedef: 53 Adet Özmal Otobüs

Haber Ulaşım: 2018’in ilk ayını ardımızda bırakırken Rena Tur için bu yıl nasıl başladı? Rena Tur’un 2018 politikaları neler olacak? Yaptığınız ve yapacağınız yatırımlardan da bahseder misiniz?

Ömer Demirci:  2018 sektörümüz ve firmamız adına güzel başladı demek doğru olacaktır. Tabii şu şerhi de düşmemiz gerekiyor; bunca badireden sonra her şey bizlere güzel geliyor. Artık sektör adına yaraların sarıldığı günler başlamıştır diyebiliriz, bundan sonra daha da güzel günler bizleri beklemektedir. Rena Tur, 2018’de de yatırımlarına son hızla devam edecek. Bildiğiniz üzere geçtiğimiz ay Birollar Otomotiv’den 16 adet araç alarak filomuzu genişletmiştik. Son araç alımımızla birlikte filomuz büyük otobüs sınıfında 30 öz mal araca ulaşmıştır. 2018’in sonunda ise hedefimiz 53 öz mal otobüsle hizmet vermek olacak. Hız kesmeyeceğimiz yatırımlarla beraber 20-25 araçla turizm kısmında filonun geri kalanıyla ise şehirlerarası kısmında Rena Tur hizmet vermeye devam edecek.

 

Buy Back’e Rena Tur Yorumu: Otobüsçünün Önü Açılacak

Haber Ulaşım: Rena Tur turizm taşımacılığında büyük başarılar gösterdikten sonra Kamil Koç ile yaptığı iş birliği ile adını şehirlerarası otobüs taşımacılığı alanında da duyurmaya başlamıştı. Gözlemlediğimiz üzere bu birliktelik güçlenerek devam etmekte. Kamil Koç ve şehirlerarası taşımacılık operasyonunuz hakkında neler söylemek istersiniz? Rena Tur’un şehirlerarası otobüs taşımacılığındaki konumu neresidir?

Ömer Demirci: Kâmil Koç’la verimli bir iş birliği içerisindeyiz. Bildiğiniz üzere Kâmil Koç’un İstanbul partneri olarak hizmet vermekteyiz ve bu birlikteliğin devamı arzusundayız. Rena Tur olarak salt Kâmil Koç’a yönelik olmayan, tüm sektörün ilgilenmesi gereken bir iş modeli oluşturduk; ‘buy-back’ modelini geliştirdik. Bilindiği üzere ‘buy-back’ şartlı sözleşmeler işletmeler açısından satın almadan farklı bir iş görmemektedir. Neyi kast ediyoruz? Kredisini kendi bulacak, yatırımını yapacak, şoför bulacak, bakımını yaptıracak, sigortasını ödeyecek... Biz de diyoruz ki bizim görevimiz ‘taşımacılık’, sizin göreviniz ‘yolcu bulmak’.  Firma yolcuyu bulsun, bizler ise yatırım yapalım, şoför istihdam edelim, sigortamızı ödeyelim, araçların bakımlarını yaptıralım özetle: aracı yürütelim. Ancak bunun karşısında bizler de yolcu kısmında bulunmayalım. Biz ay sonunda elimize geçecek parayı bilelim; firmalar da tüm yolcu bulmaya odaklansınlar. İstiyoruz ki herkes iyi olduğu işi yapsın. İşte biz bu fikirle yola çıktık ve Kâmil Koç’la güçlerimizi birleştirdik. Bu iş modelimizle herkese hizmet vermeye hazırız. Rena Tur’un, Ömer Demirci’nin profesyonellik alanı otobüsü işletmek, aracı yürütmektir.

Bunlarla beraber şirketlere şöyle bir husustan bahsettik; sizler zaten bizlerin araçlarını haftalık denetimlere tabi tutuyorsunuz, bizi puanlama sistemine dahil ediyorsunuz. Bizim aracımızın modeline karışmayın. Sizin şirket kalitenizi düşürmemek şartıyla bu araçların tüm bakım-onarımları bizim sorumluluğumuzda olsun, aksilik halinde hak edişlerimizden kesilsin. 2+1 koltuk dizilimli araçların revaçta olmasıyla birlikte artık araçların yolcuyla temas eden kısımları zaten yenilenmekte. Aracı işletmekte profesyonel olan bizler model konusunda baskı altına alınmaz isek bu iş modeliyle firmalara büyük kolaylıklar sağlama iddiasındayız. Aksi halde büyük firmalar öz mal araçlarına şoför bulmak için, bakım yaptırmak için daha çok didinir dururlar.

Sözünü ettiğim prensiplerle bir yola çıktık. Kâmil Koç’la bu iş modeliyle bir ortaklık sürdürüyoruz ve sektörümüzün bu iş modeline ilgi göstererek benimseyeceğine bu sayede otobüsçünün önünün açılacağına da inanıyorum. Çünkü yarınını göremeyen otobüsçü yatırım yapamaz hale gelmiştir. Bu modelde ise örneğin bir firmayla iki yıllık anlaşma yapan işletmeci sözleşme süresince kazanacağı ücreti en baştan bilecek ve önünü görecektir.

Üstelik bu modelin yerleşmesiyle otobüs üreticilerinin de fahiş fiyat politikalarından geri adım atmak zorunda kalacaklarına inanıyorum. Fiyatlar öyle mertebelere ulaştı ki artık sıfır araç almak mümkün değil. Alınsa da aracın değer kaybını finanse edebileceğimiz bir kârlılığımız yok ortada. Rena Tur’un fikir babası olduğu ve uygulamaya koyduğu bu projeyle beraber firmalarımızın ve otobüs işletmecilerimizin sektörün reel gerçeklerine uygun bir iş modeline ulaşacaklarını, bu iş modeli üzerinde zaman kaybetmeksizin düşünmelerini ve bu iş modelini hayata geçirmelerini temenni ediyorum.

 

Haber Ulaşım: Otobüs üreticilerinin fiyat politikalarının fahiş olduğunu vurguladınız. Sektör mensuplarının bir kısmı ‘Euro ile değil TL ile otobüs satılsın’ diyorlar. Sizce çözüm dövizi devreden çıkartmak mıdır?

Ömer Demirci: Fiyatlandırma, kâr marjına göre yapılması gereken bir iştir. Üretici bana aracı 270.000 Euro’dan sattığında ben bu aracı maksimum –reelde çok daha az- 5 yıl kullanabiliyorum. 5 sene sonunda ben bu araçtan kaç para kazanacağım? Her şey iyi giderse kazanabileceğim rakam 400.000 TL. Üretici şu anda bu 400.000 TL’yi benden ilk başta siliyor. Ben kazandım sanıyorum fakat bakıyorum ki aracı satarken ben o parayı geri vermişim. Üreticilerimiz bizleri yaşatmalı, desteklemeli ki biz onlardan yeniden araç alabilelim. Ayrıca fiyatlar niçin bu kadar yükseldi onu da anlamış değiliz. Halen daha Türkiye’ye satılan araçlar Avrupa standartlarında değiller. Biz otobüsçüler olarak profesyonelleşemediğimiz için eski usulle ‘baba mesleğidir almamız gerekir’ mantığıyla bu sömürüye fırsat veriyoruz.
 

 

İlk Kez Sektöre Can Verecek Bir Mevzuatla Karşılaştık

Haber Ulaşım: Rena Tur olarak D1 ve D2 belgeleri kapsamında hizmet veriyorsunuz. Hükümetin Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nde yaptığı son değişiklikleri nasıl yorumluyorsunuz?

Ömer Demirci: İlk defa tam manasıyla sektöre can veren bir mevzuat değişikliği ile karşılaştığımı belirtmeliyim. Korsan taşımacılığın önünü kesecek, normalin üzerinde olan sefer sayılarını azaltarak işletmelerin kârlılığını artıracak bir düzenleme hükümet ve Bakanlık tarafından gerçekleştirilmiş. Artık ‘beş dakikada bir’ seferlerin sonu gelmiştir. Otobüsle seyahatin ilk tercih olma vasfını yitirdiği günümüzde bu kadar sık sefer yapmak bizlerin kayıplarını artırmaktaydı; bedava gaz basmanın, böyle kör bir rekabetin faydasızlığına inanan biri olarak bu düzenlemeyi olumlu bulduğumu söylemeliyim.

Bu düzenleme gelmeden önce biz ‘ucuz, hakkını alamayacağınız işe gitmeyin’ diye herkesi uyarıyorduk. Ancak hiçbir gideri olmayan işletmeciler, başkasının üzerine araç kaydeden işletmeciler ‘her gelen kârdır’ diye piyasa fiyatlarını kırıyorlardı. Belgelere araç kaydetme sistematiğinin değiştirilmesi ile artık bedavadan, babasının arsasını satıp otobüs alarak bu işi yapmanın önü kapanmıştır. Hükümet bize şunu söylemektedir: Yatırım yapmayacak, elini taşın altına koymayacak olanlar bu pazardan çıkacak/elenecek. Özellikle turizm alanında otobüsçüyü kurumsallaşmaya, yatırım yapmaya yönelten bu yönetmelikle zaten daralan pazarda hak ettiğimiz fiyatlarla iş yapacağımızı düşünüyorum.

 

 

Zeytin Dalı Operasyonu Parti Meselesi Değil Milli Meselemizdir

Haber Ulaşım:  Milletimizden birlik ve beraberlik beklediğimiz günler geçirirken yerli ve milli duruşunuzla dikkatleri çeken bir iş adamısınız. Sektörümüzde bu bakımdan eleştireceğiniz durumlarla karşılaşıyor musunuz? Sizce ticarette para kazanmanın üzerinde de birtakım prensipler olmalı mıdır?

Ömer Demirci: Şu sıralar şanlı ordumuzun yürüttüğü Zeytin Dalı Operasyonu bir parti, görüş mücadelesi değildir. Zeytin Dalı milli ve dini bir mücadeledir. Ülkemizin içinde bulunduğu bu durum karşısında herkes duruşunu sergilemeli ve üzerine düşeni yapmak zorundadır. Kimisinin gücü yeter canını verir şehit olur, kimisinin gücü yeter istihdam sağlar ekonomi savaşı verir, kimisinin gücü yeter bağış yapar; hiçbirini gerçekleştiremeyen ise aciz sesiyle sesini duyurmalıdır. Mesela, ‘bunlara’ destek vermeyip ‘bunların’ işlerini yapmayacaksın. Bir iş az yapsan ne eksilir? Kongreye taşınan insanların videoları internette dolaşıyor, manzara ortada. Bu görüntüler otobüsçüler olarak bizim hepimizi lekeledi. Para kazanmak, eve ekmek götürmek çok önemli; hepimizin de hakkı. Fakat para asla her şey değildir. Milletçe milli duygularımıza tekrar sıkı sıkıya sarılmamız lazım. Önce vatan, önce memleket. Cebimizde trilyon da olsa, 15 Temmuz’da yaşadıklarımız hala zihnimizde tazeliğini koruyor.

Paralelciler, dış güçler yıllarca bize ‘bana dokunmayan bin yaşasın’ felsefesini empoze ettiler. Biz böyle bir millet değiliz. Bana gelen sana, sana gelen bana gelir felsefesine dönmek mecburiyetindeyiz. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın da dediği gibi ‘bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız’. Bu adamcağız bu sözleri kendisi için değil ülkesi için, gençleri için söylüyor. Hayvanlar bile aralarından birisine zarar geldiği zaman tepki gösteriyorlar. Bizler ki insanlar olarak onlardan daha çağ dışı hale geldik. Bir Ankara işine tüm bildiklerimizi unutur hale geldik. Hele ki taşımacılık yapan bizler asla böyle insanlar değiliz, bu olanları şiddetle kınıyorum; utandığımız işleri yapanları da içimizden kabul etmiyorum.  

 

Bizi Temsil Edecek Kuruluş ‘Fotoğraf Çektirme Kuruluşu’ Olmamalı

Haber Ulaşım: Sektörümüz artık ayakta kalabilmek için bir lobi etrafında birlik olmak mecburiyetinde midir? Ömer Demirci bu birlikteliği olası görmekte midir?

Ömer Demirci: Sektörümüzün içinde bulunduğu sıkıntılı dönem hepimizin malumu. Bu sıkıntıları daha çok istişare ederek ve geleceğimizi planlayarak aşabileceğimize inanıyorum. Fakat altını çizmeliyim ki masa başında bir araya gelmekle icraat yapılmaz. Türkiye’nin gerçek yatırımcısı taşımacılardır fakat bir lobimiz, lider bir kuruluşumuz olmadığı için devlet tarafından muhatap alınamıyoruz. Hâlbuki evvela bizim tanınmamız hak olandır. Devletin reelde vergi alabildiği tek sektör taşımacılık sektörüdür. Bir otel işletmecisiyle kıyaslarsak; oteli inşa eden girişimci bu harcamayı bir kereye mahsus yapıyor, yaparken vergi ödemiyor, 20 sene de erteliyor. Taşımacılıkta ise daha aracı satın alırken MTV,ÖTV ve KDV’yi alıp aracı müteşebbise teslim ediyor. Vergi ödemeden, sigorta ödemeden muayene yapılamıyor. Bir otobüsün deposu ortalama 500-600 litre. Her gün otobüs başına 600 litrenin %18’ini aktif reel ve nakit olarak vergi şeklinde devlete veriyoruz.

Tüm bu tablo karşısında bizler bir araya gelip derdimizi devlete anlatamıyor isek, dinleyecek kimseyi bulamıyorsak işte bu sektör olarak bizlerin ayıbıdır. Profesyonelleşmediğimiz takdirde, babadan kalma anlayışla bu işi yaptığımız sürece birlik olma şansımız kalmaz. Bir masanın etrafına oturduğumuz zaman, rakibim bana zarar mı verecek dememeliyiz; oturmalıyız, konuşmalıyız. Bizler Osmanlı torunuyuz. Bizim dedelerimiz siftah yapınca gelen müşteriyi komşusuna gönderirdi. Bizler ne yapıyoruz? Komşumuza yönlendirmediğimiz gibi onu müşteriye kötülüyoruz. Rızık Allah’tandır. Kimse bu sektörde ekmeksiz kalmaz, kimse korkmasın. Bir araya geleceğiz, konuşacağız; sorunlarımız hakkında çalışacağız ve meramımızı devletimize etraflıca anlatacağız. Fakat oluşturacağımız bu kuruluş, fotoğraf çektirme kuruluşu olmamalı. Bu işi bilenlerce teşekkül ettirilmiş bir kuruluş olmak mecburiyetindedir.

Bahsettiğim kuruluşu hayata geçirebilirsek kimse otobüsçünün hakkını yiyemeyecektir. Otobüsçü her mecrada sesini duyurabilir hale gelecektir. Egolarımıza yeniliyoruz, sektörümüzün işi çok zor. Gün itibarıyla da meslek kuruluşlarının bahsettiğim birliği sağlayabilecek yeterliliğe sahip olmadığı düşüncesindeyim.


Haber Ulaşım: Okuyucularımıza son olarak bir mesajınız var mı?

Ömer Demirci: Çok zor günlerden geçiyoruz. Allah Mehmetçiğimize güç, kuvvet versin. Rabbim kötülere fırsat vermesin. Ümitsizliğe yer yok, yarınlarımız aydınlık! Kimse endişelenmesin bizler Osmanlı’dan gelme Türkiye Cumhuriyetiyiz.

(Ömer Demirci ve Rena Tur'un Kurmayları)

 

Röportaj: Mertkan Boran Yavuz
Fotoğraf: Doğukan Aydın

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.