Hava Durumu

#Taşımacılık

Ulaşım Sektörünün En İyi Temsilcisi - Haber Ulaşım - Taşımacılık haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Taşımacılık haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Girişimcilik ve Kariyer Geliştirme Uygulama ve Araştırma Merkezi Tarafından Lojistik Zirvesi Gerçekleştirildi! Haber

Girişimcilik ve Kariyer Geliştirme Uygulama ve Araştırma Merkezi Tarafından Lojistik Zirvesi Gerçekleştirildi!

AKÜ İbrahim Küçükkurt Konferans Salonunda gerçekleştirilen etkinliğe; AKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şuayıp Özdemir, GİKAM Müdürü Prof. Dr. Fikret Yaman, Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Serteser, AFDAS Yönetim Kurulu Başkanı Kadir Altınkaya, ATSO Meclis Üyesi ve TOBB Delegesi Bülent Saygı, il protokolü üyeleri, akademisyenler ve çok sayıda öğrenci katılım sağladı. Afyonkarahisar, Lojistik Açıdan Stratejik Bir Konumda Panelin moderatörlüğünü üstlenen AKÜ İİBF Uluslararası Ticaret ve Finansman Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Kemal Karayormuk, Afyonkarahisar’ın ulaşım ağları bakımından Türkiye’nin önemli kavşak noktalarından biri olduğunu belirtti. Karayormuk, kentin stratejik karayolu lojistik merkezleri arasında öne çıktığını vurgulayarak, Lojistik Zirvesi kapsamında yalnızca sektörel gelişmelerin değil; Türkiye’nin ve dünyanın mobilite vizyonunun, taşımacılığın geleceğinin, dijitalleşmenin sektöre etkilerinin ve insan kaynağının dönüşen rolünün de ele alınacağını ifade etti. Etkinliğin öğrenciler için sektörü yakından tanıma ve kariyer planlarını şekillendirme açısından önemli bir fırsat sunduğunu dile getirdi. “Kamil Koç, Ulaşım Kültürünün Güçlü Bir Parçası” FlixBus / Kamil Koç CEO’su Çağatay Kepek, Kamil Koç’un 1926 yılında başlayan kurumsal yolculuğunun 2026’da 100. yılına ulaşacağını belirterek, markanın Türkiye’de şehirlerarası ulaşım kültürünün oluşumunda önemli bir yere sahip olduğunu söyledi. Yaklaşık altı yıldır dünyanın önde gelen mobilite şirketlerinden Flix bünyesinde faaliyet gösterdiklerini ifade eden Kepek, Flix’in 47 ülkede geniş bir ulaşım ağına sahip olduğunu aktardı. Kepek, birleşme sürecinde Kamil Koç markasının korunmasının stratejik bir tercih olduğunu vurgulayarak, bu yaklaşımın markanın köklü geçmişine duyulan saygının bir göstergesi olduğunu dile getirdi. “IRU, Küresel Ölçekte Koordinasyon Sağlıyor” IRU Başkanlık Divanı ve IRU Denetleme Kurulu Üyesi Aslı Çalık, Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Birliği’nin 100’den fazla ülkede faaliyet gösteren kuruluşları temsil eden küresel bir yapı olduğunu ifade etti. IRU’nun sektörel standartların geliştirilmesi ve uluslararası taşımacılığın kolaylaştırılması konusunda önemli bir rol üstlendiğini belirten Çalık, Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen TIR Sözleşmesi hakkında da bilgiler verdi. IRU’nun yalnızca eşya taşımacılığıyla sınırlı kalmadığını, yolcu taşımacılığı ve taksi örgütlerini de kapsayan geniş bir temsil gücüne sahip olduğunu vurguladı. “Her İşi Yapmak Zorunda Değiliz, Kaliteyi Önceliyoruz” AKER Otobüs İşletmesi A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Emre Ak, şirketin köklü geçmişine değinerek tarifesiz taşımacılık alanında faaliyet gösterdiklerini ifade etti. Sektörde yoğun bir rekabet yaşandığını belirten Ak, AKER olarak her talebi karşılamak yerine hizmet kalitesini ve operasyonel düzeni anlayan iş ortaklarıyla çalışmayı tercih ettiklerini söyledi. Acil ve yüksek kapasiteli operasyonları yönetebilme yetkinliklerinin kendilerini sektörde farklı bir noktaya taşıdığını da sözlerine ekledi. “Pembe Otobüs Projesiyle Toplumsal Farkındalık Oluşturuyoruz” BEST VAN Turizm Yönetim Kurulu Üyesi İrem Bayram, sektördeki kuşaklar arası müşteri beklentilerinin hizmet anlayışını doğrudan etkilediğini belirtti. Z kuşağının markalardan yalnızca güvenli ulaşım değil, çevresel duyarlılık ve toplumsal katkı da beklediğini vurgulayan Bayram, bu kapsamda hayata geçirilen “Pembe Otobüs” projesiyle meme kanserine dikkat çekmeyi amaçladıklarını ifade etti. “Ekonomik Hareketliliğin Temelinde Lojistik Var” Mezon Lojistik Genel Müdürü ve Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) geçmiş dönem Başkanı Tamer Dinçşahin, lojistiğin küresel ekonomide belirleyici bir rol üstlendiğini söyledi. Karayolu taşımacılığının 2024 yılında 39 milyar dolarlık hizmet ihracatı gerçekleştirdiğini belirten Dinçşahin, Türkiye’nin jeopolitik konumunun uluslararası ticarette önemli avantajlar sunduğunu ifade etti. Demiryolu ve liman bağlantılarının güçlendirilmesinin lojistik kapasite açısından kritik olduğuna da dikkat çekti.

Brisa ve İkra Lojistik’ten Güçlü İş Birliği Haber

Brisa ve İkra Lojistik’ten Güçlü İş Birliği

Brisa, filo müşterilerine sunduğu değer odaklı çözümlerini güçlendirmeye devam ediyor. Şirket, bayisi DoğanGü aracılığıyla, Türkiye’nin önde gelen çok modlu lojistik şirketlerinden İkra Lojistik A.Ş. ile kapsamlı bir iş birliği gerçekleştirdi. Bu anlaşma ile Brisa ve DoğanGü, İkra Lojistik’in operasyonel süreçlerinde verimlilik, sürdürülebilir ve maliyet etkin çözümler geliştirmesine imkân tanıyacak. Lojistik operasyonlarında kesintisiz hizmet ve güçlü altyapı 1992 yılında taşımacılık faaliyetlerine başlayan İkra Lojistik, büyük kısmı uluslararası operasyonlardan oluşan iş hacmiyle, 7 ülkede 10 ofis ve yaklaşık 500 kişilik uzman kadrosuyla hizmet veriyor. Karayolu, denizyolu, hava ve demiryolu taşımacılığı alanlarında entegre çözümler sunan şirket, yılda 35.000’in üzerinde taşıma operasyonu ve 1 milyon tonu aşan yük kapasitesi ile sektörün güçlü oyuncuları arasında yer alıyor. Bu yüksek hacimli operasyonlarda güvenilir bir çözüm ortağı olarak konumlanan Brisa, iş birliği kapsamında İkra Lojistik’in Adana ve İstanbul Orhanlı garajlarında kapsamlı hizmetler sunuyor. Orhanlı Garajı’nda Brisa tarafından kurulan Mobilfix altyapısı üzerinden kapsamlı servis desteği sağlanırken, Brisa çatısı altındaki DoğanGü ekibi tarafından görevlendirilen sabit lastik personeli ile operasyonel süreklilik güvence altına alınıyor. Dijital Filo Yönetimi ve Profleet ile Maksimum Verimlilik Brisa ve DoğanGü, İkra Lojistik’in L2 yetki belgeli ve ADR donanımlı araç filosuna yönelik Profleet lastik yönetimi hizmetlerini hayata geçirdi. İş birliği sürecinde İkra garajlarına ekipman desteği verilirken; yeni lastik temini, yol yardımı ve TMP+ dijital filo yönetimi çözümleri de aktif olarak devreye alındı. Bu entegre yaklaşım sayesinde İkra Lojistik, Brisa’nın lastik yönetimi çözümlerinden tam kapsamlı olarak yararlanan örnek filolardan biri haline geldi. Markalar arasında kurulan bu operasyonel sinerji, lojistik akışların verimliliğini artırırken hizmet kalitesini de en üst seviyeye taşıyor. Brisa ve DoğanGü iş ortaklığı, sağlanan yüksek hizmet kalitesi ve hızlı çözüm kabiliyetiyle İkra Lojistik nezdinde kalıcı bir iş birliğine dönüşmüş durumda. Bugün itibarıyla İkra Lojistik, Türkiye genelindeki tüm operasyonlarında Brisa’nın lastik, servis ve dijital filo yönetimi hizmetleriyle fark yaratmaya devam ediyor. İmza töreninde ”Brisa Stratejik Büyümeden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Cenk Koçdor şu değerlendirmeyi yaptı: İkra Lojistik gibi sektörde güçlü, uluslararası bir oyuncu ile güçlerimizi birleştirmekten büyük memnuniyet duyuyoruz. Bu iş birliği, Brisa’nın filolara sunduğu entegre hizmet yaklaşımının güçlü bir örneği. Profleet ve dijital filo yönetimi çözümlerimizle operasyonların daha verimli, daha kontrol edilebilir ve daha sürdürülebilir hale gelmesini sağlayacağız. Amacımız, müşterilerimizin günlük operasyonlarında gerçek ve ölçülebilir bir değer yaratma. ”Brisa Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Yakup Demir ise şunları söyledi: ”Bu iş birliği, Brisa’nın yalnızca ürün kalitesiyle değil, sahadaki güçlü bayi ve servis yapısıyla da müşterilerinin yanında olduğunun önemli bir göstergesi. DoğanGü’nün uzmanlığı, sahadaki etkinliği ve operasyonel çevikliği sayesinde İkra Lojistik’in tüm lastik ve servis süreçleri kesintisiz ve yüksek standartta yönetiliyor. Bayilerimiz, Brisa’nın müşteriye dokunduğu en kritik noktayı temsil ediyor; bu nedenle onların katkısı bu iş birliğinin başarısında kilit rol oynuyor.” Ikra Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Akın Konyar iş birliğini şu sözlerle değerlendirdi: “Operasyonlarımızın güvenilirliği ve sürekliliği bizim için kritik. Brisa ve DoğanGü iş ortaklığıyla filomuzda hem maliyet hem de operasyonel açıdan önemli kazanımlar elde ediyoruz. Dijital filo yönetimi ve yerinde servis çözümleri sayesinde süreçlerimizin kontrolü çok daha yüksek bir noktaya taşındı.” Brisa’nın çözüm ortağı DoğanGü'nün Genel Müdürü Taylan Avcıoğlu ise iş birliği için; “İkra Lojistik ile kurduğumuz bu iş birliği, DoğanGü olarak müşterilerimize sunduğumuz servis kalitesinin önemli bir göstergesi. Sabit personel desteğimiz, hızlı müdahale kabiliyetimiz ve Brisa’nın yüksek standartlarıyla filonun tüm lastik süreçlerini güvence altına alıyoruz. Bu güçlü birliktelikten büyük memnuniyet duyuyoruz.”

Türkiye’deki Taşımacılık Standartlarını Ukrayna’ya Taşıdık Haber

Türkiye’deki Taşımacılık Standartlarını Ukrayna’ya Taşıdık

İŞ DİSİPLİNİNİ KÜÇÜK YAŞLARDA ÖĞRENDİM 1973 yılında, Elazığ’da 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda doğdum. Çocukluk, ilkokul, ortaokul ve lise yıllarım Elazığ’da geçti. Üniversite eğitimime ise Malatya’da devam ettim. Küçük yaşlardan itibaren dedemin, ardından babamın işlettiği bakkalda çalışarak büyüdüm. O küçük dükkân benim ilk okulumdu; ticareti, müşteriyi, iş disiplinini orada öğrendim. Bugün geriye baktığımda, o yılların bana kazandırdığı ticari sezginin hayatımın en güçlü temeli olduğunu görüyorum. 1992 YILINDA UKRAYNA’YA MERHABA DEDİK 1992’de akrabalarımız Ukrayna’ya gitmişti. Biz de aslında turist olarak, “bir görelim” diyerek yola çıktık ama Ukrayna o dönem yeni bağımsızlığını kazanmış, henüz düzeni oturmamış, fırsatlarla dolu bir ülkedeydi. Bavul ticareti çok yaygındı; Ukraynalılar Türkiye’ye, özellikle Laleli’ye gelip alışveriş yapıyor, döndüklerinde pazar yerlerinde satıyorlardı. Mağazacılık kültürü tam gelişmemişti; çoğu dükkâna içeri girmek bile birkaç kapıdan geçmeyi gerektiriyordu. Biz de oraya gittiğimizde bu ticari akışın tam ortasında bulduk kendimizi. Yolcu taşımacılığı yaparak başladık. Fakat zamanla gümrük düzenlemeleri oturunca bavul ticareti zayıfladı ve bu iş modeli kendiliğinden sona erdi. Bu durum bizi yeni arayışlara itti. “Türkiye’de yıllardır yapılan şehirlerarası taşımacılık neden Ukrayna’da yapılmasın?” diye düşündük. Hem çevremiz vardı hem de Ukrayna’da bu alan bakirdi. Böylece şirketimizi 24 Aralık 1997’de kurduk. UKRAYNA İLE TÜRKİYE’DEKİ TAŞIMACILIK MODELİ ÇOK FARKLIYDI Ukrayna’daki sistem Türkiye’den çok farklıydı. Hatlar tamamen ihale ile veriliyordu. Güzergâh, kalkış saati, iniş saati hatta şehir içindeki duraklar bile devlet tarafından belirleniyordu. Çok uzun izin süreçleri, bürokrasi ve yoğun bir mücadele gerekiyordu ama biz adım adım ilerledik ve 14 Ocak 1999’da ilk ihalemizi kazandık. Ertesi gün, 15 Ocak’ta dondurucu bir kışa rağmen sadece bir yolcuyla ilk seferimizi başlattık. Benim için çok önemli bir başlangıçtı. “Bu enerjiyle hemen başlamalıyım” demiştim; o motivasyon gerçekten her şeyin önünü açtı. BİLET SİSTEMİNDEKİ ZORLUKLAR, YOLCUYA ULAŞMAMIZI ENGELLEDİ Saymakla bitmeyecek kadar engellerle karşılaştık. En büyük sorun bilet sistemi ve yolcuya ulaşmaktı. Otogarda kasiyerler isterse bilet satıyor, istemezse satmıyordu. Sizin yatırımlarınızın kaderi aslında bir kasiyerin inisiyatifine kalıyordu. Biz zaman zaman kendi araçlarımız için gidip kasadan bilet satın almak zorunda bile kaldık, çünkü koltuklarımızı garanti etmemiz gerekiyordu. Yolcu bulmak da kolay değildi. Ukrayna tren kültürü çok güçlü olduğu için insanlar otobüse mesafeliydi. Bir dönem çözüm olarak tren garına gidip otobüsü orada beklettik. İnsanlar otobüsün lüks oluşuna şaşırıyor, “Bu araç gerçekten bu şehre mi gidiyor?” diye soruyordu çünkü o zaman Ukrayna’daki araçların büyük kısmı eskiydi. Türkiye’deki standartları Ukrayna’ya taşıdık: Hostes, kravat-gömlekli personel, ikram, düzenli bakım, temizlik, kaliteli filo… Ancak bu da başlı başına bir mücadeleydi. Yolcu ikramı almıyordu; ücretli sandıkları için geri çeviriyorlarmış. Biz de ikramın bilet fiyatına dahil olduğunu anlatıp hizmeti görünür kıldık. SİSTEMİN İŞLEYİŞİNİ GÖSTERMEK İÇİN UKRAYNA’DAN TÜRKİYE’YE HEYET GETİRDİK Bilet satış sisteminin yanlış olduğunu anlatmak için çok uğraştık. Türkiye’de nasıl çalıştığını göstermek için Ukrayna’dan heyet getirdim. TOFED ile toplantılar yaptık. Sonunda bazı hatlarımızda kapasiteyi ikiye böldüler; yarısını otogar satıyor, yarısını biz satıyorduk. Bir diğer zorluk, araçların gittiği şehirde 12–15 saat yatmak zorunda oluşuydu. Biz “Merkezimiz Kiev, bakım altyapımız burada; araç geri dönmeli” dedik. Başta kabul etmediler ancak teknik nedenleri ve güvenlik gerekliliklerini anlatınca izin verildi. Bu Ukrayna’da bir ilkti ve ülke taşımacılığına da kalite standartları getirdi. OTOBÜSLERİMİZİN BAGAJI YETMEDİ, KARGO TAŞIMACILIĞINA BAŞLADIK Yolcular paket, zarf, eşya göndermeye başladı. Otobüslerin bagajı yetmedi, yoğunluk arttı. Bu işi düzenleyip listelemeye başladık. Ardından kamyon satın alıp resmi kargo taşımacılığına geçtik. Ülkede kargoculuğu yaygınlaştıran firmalardan biri olduk. Bir süre sonra operasyonlarımızın %70’i kargo, %30’u yolcu taşımacılığı haline geldi. 2015 yılında Türk Hava Yolları’nın Ukrayna kargo acenteliğini aldık ve hâlâ bu görevi sürdürüyoruz. FİYAT TARİFEMİZİ KENDİMİZ BELİRLEMEYE BAŞLADIK Bilet fiyatlarını ilk yıllarda tamamen bakanlık belirliyordu. Sağladığımız kaliteli hizmet nedeniyle bu fiyatların yatırım maliyetleriyle örtüşmediğini anlattık. Ekonomi Bakanlığı ve Ulaştırma Bakanlığı nezdinde yürüttüğümüz çalışmalar sonucunda özel izinle kendi kilometre bazlı fiyat tarifemizi belirleme hakkı aldık. Bu, sektörde önemli bir dönüm noktasıydı. SAVAŞIN BAŞLAMASIYLA ASIL KIRILMA NOKTASINI YAŞADIK 2014’teki Maidan olaylarında çok ağır bir darbe aldık. Donetsk’te kendi binamız vardı; bugün hâlâ erişemiyoruz. O bölgelerdeki tüm ofislerimizi kapatmak zorunda kaldık. 1250 çalışanımız vardı; bu süreçle birlikte ciddi şekilde küçülmek zorunda kaldık. 2022'de savaşın başlaması ise daha da büyük bir kırılma oldu… Savaş başladığında Ukrayna’daydım. Kimse gerçekten Rusya’nın böyle bir saldırı yapacağına inanmıyordu. İlk tahliyeleri biz gerçekleştirdik; Türk vatandaşlarını güvenli şekilde Türkiye’ye taşıdık. Seferberlik ilan edilince devlet araçlarımıza el koydu. Merkez ofisimiz polis merkezinin yanındaydı; güvenlik nedeniyle yollar kapatılınca tüm server ve altyapımız durdu. Kargo operasyonumuz mecburen kapandı ama bir çıkış yolu bulduk: Türkiye–Ukrayna arası yolcu taşımacılığına başladık. Yol 27–30 saat sürüyor. Sınırlarda bekleme olmazsa konforlu bir yolculuk oluyor; bekleme olursa süre uzuyor tabii. Bugün yaklaşık 150 personelle çalışmalarımız devam ediyor. Savaşın yoğun olduğu bölgelerde hatlarımız azalmış olsa da Ukrayna içinde hâlâ yaklaşık 20 hatta sefer yapıyoruz. DEVLET NİŞANI ALMAK BİZİM İÇİN BÜYÜK BİR GURUR Ben kendimi Ukrayna’da Türklerin, Türkiye’de ise Ukraynalıların fahri elçisi gibi görüyorum. Yıllardır iki ülke arasında köprü olan bir iş yapıyoruz. Savaş öncesi, savaş dönemi ve sonrasındaki katkılarımız nedeniyle Ukrayna Cumhurbaşkanı Sayın Volodimir Zelenski tarafından devlet nişanına layık görülmek bizim için büyük bir onur oldu. 29 Ekim’de büyükelçimiz kutlamalarda bunu dile getirerek bizi onurlandırdı. İstanbul’daki Ukrayna Fahri Konsolosu da aynı şekilde. Bu destekler bizim için çok kıymetli. TÜRKİYE’DE FİRMALARIMIZIN KENDİ İÇİNDE BİRLİK OLUŞTURMASI LAZIM! Taşımacılık sektörü hem Türkiye’de hem Ukrayna’da çok zor bir dönemden geçiyor. Türkiye’de maliyetler hızla yükseliyor. Firmaların kendi içinde birlik oluşturması gerekiyor. Aynı yöne 10 araç gitmesindense, 5 aracın dolu gidip kazanması daha mantıklıdır. Havayollarında olduğu gibi akılcı fiyat politikaları uygulanabilir ancak sektörün büyük kısmı günü kurtarmaya odaklı olunca sürdürülebilirlik zorlaşıyor. Biz ise umudumuzu kaybetmeden çalışıyoruz. Savaşın 2026’da sona ereceğine inanıyor ve buna göre hazırlıklarımızı sürdürüyoruz.

İmsan Group'tan Mersin'e 5 Prestijli Ödül Birden! Haber

İmsan Group'tan Mersin'e 5 Prestijli Ödül Birden!

İmsan’a İstikrarlı Katılım Ödülü! 3 gün süren fuara sektörden birçok yerli ve yabancı öncü firması katılım sağladı. Avrasya Bölgesi’nin lojistikteki en büyük buluşması olan logitrans Fuarı’nın açılışında, İMSAN Group’a fuara uzun yıllardır istikrarlı bir şekilde katılım sağlamasından dolayı ödül plaketi verildi. Plaket, firma adına İMSAN Group Yönetim Kurulu Başkanı Kerem İmrak’a takdim edildi. Tepe Yönetici Ödülleri’nde 2 Ödül Birden! Öte yandan fuarın ilk günü Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) ve Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Birliği (IRU) iş birliğinde düzenlenen Tepe Yöneticisi ve Yılın Sürücüsü Ödülleri Töreni, sektör temsilcilerini bir araya getirdi. Etkinlikte hem Türkiye’nin küresel taşımacılık vizyonu hem de sürücü emeğinin uluslararası ticaretteki kritik rolü vurgulandı. Törende, İMSAN Group bünyesindeki firmalar ve yöneticiler de ödüllendirildi. Törende, ‘Tepe Yöneticisi Ödülü’ne İMS Lojistik Genel Müdürü Mustafa İmrak ile İMSAN Group Filo Yöneticisi Zilan İmrak layık görüldü. İmsan, Atlas Lojistik Ödülleri’nde 2 Ödülün Sahibi Oldu Fuarın ikinci gününde ise bu yıl 16’ncı kez düzenlenen Atlas Lojistik Ödülleri Töreni gerçekleştirildi, törende yılın en başarılı firmaları, öne çıkan profesyonelleri ve fark yaratan projeleri ödüllendirildi. 108 adayın 3 ana kategoride değerlendirildiği ve lojistik endüstrisine yarattıkları iş potansiyeli ile katkıda bulunan 5 ihracat şirketinin jüri tarafından “Lojistiğe Katkı” ödülüne layık görüldüğü yarışmada, toplam 26 ödül sahipleriyle buluştu. 16. Atlas Lojistik Ödülleri Töreni’nde Uluslararası Taşıma İşleri Organizatörleri (TİO) Ödülü İMS Lojistik’e verildi. Ödül, İMS Lojistik adına İMSAN Group Yurtdışı Satış Direktörü Serhat İmrak’a takdim edildi. En Beğenilen Depo Yöneticisi Ödülü’nün sahibi ise bu yıl İMS Lojistik Satış Pazarlama Uzmanı Melike Batur oldu.

600 km Menzil: Renault Trucks Elektrikli Uzun Yol Çekicilerini Tanıttı Haber

600 km Menzil: Renault Trucks Elektrikli Uzun Yol Çekicilerini Tanıttı

Performansı artıran yenilikçi teknoloji Renault Trucks E-Tech T 780 ve T 585 modellerinin menzili, elektrikli aks sisteminin entegre edilmesiyle arttırıldı. E-aks sayesinde elektrikli motorlar ve şanzıman aracın arka bölümünde bir araya getiriliyor. Bu yapı, şasi yanlarında ek batarya paketleri için alan yaratıyor. Her iki modelde de yeni yerleşime uyum sağlayacak şekilde tasarlanmış L formunda, yüksek enerji yoğunluklu NCA (Nikel, Kobalt, Alüminyum) lityum-iyon bataryalar bulunuyor. Renault Trucks, bu bataryaların performansını 8 yıl veya 1 milyon kilometreye kadar garanti ediyor. 585 kWh batarya kapasitesine sahip Renault Trucks E-Tech T 585, tek şarjla 460 km* menzil sunarken bu araç serisindeki en yüksek taşıma kapasitesini sağlıyor. 780 kWh kapasitesiyle Renault Trucks E-Tech T 780 ise 600 km* menzile ulaşıyor ve daha uzun menzil ihtiyacı olan taşımacılar için tasarlanıyor. Duraklamalardan en iyi şekilde faydalanmak için iki model de 720 kW'a kadar güç sunan ultra hızlı Megawatt Şarj Sistemi (MCS) ile uyumlu istasyonlarda şarj edilebiliyor. Bu istasyonlar, 45 dakikalık bir sürücü molasında 350 km’ye kadar menzil sağlayabiliyor. Ayrıca depolarda standart CCS (350 kW’a kadar) ile şarj imkânı bulunuyor. Bu gelişmelerin yanı sıra Renault Trucks, mevcut Renault Trucks E-Tech T 540 4x2 modelini de yeniliyor. Bu model, artık tek şarjla 450 km menzile ulaşabiliyor. Konfor, manevra kabiliyeti ve optimize edilmiş yük kapasitesi Uzun yol taşımacılığı için geliştirilen Renault Trucks 6x2 çekici versiyonları E-Tech T 585 ve T 780, entegre hava süspansiyonu ile donatılıyor; daha yüksek sürüş konforu ve yükleme sırasında üstün manevra kabiliyeti sunuyor. Arka aksları sayesinde bu yeni modeller, 4x2 çekilere benzer bir manevra kabiliyeti sağlıyor. Hafif, yönlendirilebilir ve kaldırılabilir bu aks, düşük yüklü dönüş güzergahlarında lastik aşınmasını da azaltıyor. Renault Trucks E Tech T 585, yerel yönetmeliklere bağlı olarak 28 tona kadar yük kapasitesi sunuyor. Maksimum kullanım süresi için kapsamlı hizmet paketi Renault Trucks, elektrikli araçlarının performansını ve işletme verimliliğini garanti altına almak için eksiksiz bir bağlantılı ve öngörülü hizmet yelpazesi sunuyor: Çeşitli modülleriyle Optifleet filo yönetim çözümü, rota planlama, gerçek zamanlı araç takibi, performans analizi ve şarj yönetimi gibi fonksiyonlarla planlamayı ve takibi kolaylaştırıyor.Özel bir elektromobilite sözleşmesi olan Serenity Paketi, ilk yıl boyunca Renault Trucks uzmanlarının sunduğu kullanıcıya özel destek ve gelişmiş takip hizmetleri sayesinde elektrikli kamyonların en verimli şekilde kullanılmasını sağlıyor.Sürücü Uygulaması, şarj durumunun izlenmesi ve kabin ile bataryaların uzaktan ön hazırlığı gibi özelliklerle göreve başlamadan önce aracın performansı garanti altına alınıyor.Renault Trucks E-Tech Programı danışmanlık hizmeti, taşımacılık operatörleri için elektromobilite uzmanlarına ve gelişmiş araçlara (filo ve rota analizi, tesis enerji kapasitesi değerlendirmesi, menzil ve CO₂ tasarrufu simülasyonları vb.) erişim sağlayarak kendilerine özel bir dekarbonizasyon stratejisi oluşturma olanağı sunuyor. Bu üç yeni model, elektrikli ağır hizmet araçları olan Renault Trucks E-Tech T ve Renault Trucks E-Tech C modellerinin 2023 yılı sonlarından bu yana montajının yapıldığı Bourg-en-Bresse'deki fabrikada üretilecek. Araçlar şu anda siparişe açık.

Mercedes-Benz Türk, Bayi Ağı Yatırımlarını Hasmer Düzce Tesisiyle Güçlendiriyor Haber

Mercedes-Benz Türk, Bayi Ağı Yatırımlarını Hasmer Düzce Tesisiyle Güçlendiriyor

Mercedes-Benz Türk, müşteri deneyimini odağına alan bayi ve yetkili servis ağı yeniden yapılanmasını yeni yatırımlarla sürdürüyor. Bu kapsamda hayata geçirilen Hasmer Düzce bayisinin yeni tesisi, Türkiye'nin en önemli transit noktalarından biri üzerinde konumlanarak, kamyon ve otobüs kullanıcılarına özel olarak tasarlandı. 6.200 metrekarelik kapalı alanı bulunan tesisin satış ofisinden servis kanallarına kadar her bölümü, Mercedes-Benz Türk standartlarına uygun olarak inşa edildi. Mercedes-Benz Türk Bayi Ağı ve İş Geliştirme Direktörü Can Balaban konuyla ilgili yaptığı açıklamada: “Mercedes-Benz Türk olarak bayi ve yetkili servis ağımızdaki yatırımlarımıza, Türkiye’nin dört bir yanında devam ediyoruz. Düzce’de hizmete giren Hasmer Düzce tesisimiz, markamızın müşteri odaklı yaklaşımının ve bayi ağımızı daha da güçlendirme vizyonumuzun önemli bir parçası. Bölgede artan sanayi ve lojistik faaliyetleri, taşımacılık sektörünün servis erişimi konusundaki ihtiyaçlarını da beraberinde getiriyor. Yeni tesisimiz, bu ihtiyaca yanıt verecek şekilde tasarlandı. Tesis modern altyapısı, güçlü teknik donanımı ve Mercedes-Benz Türk kalite standartlarında hizmet anlayışıyla faaliyet geçti. Mercedes-Benz Türk olarak yeniden yapılanma sürecindeki yatırımlarımızı sadece fiziksel kapasite artışı olarak değil, aynı zamanda uzun vadeli müşteri memnuniyetini, sürdürülebilir hizmet kalitesini ve yerel kalkınmayı destekleyen stratejik adımlar olarak görüyoruz. Hasmer Düzce bayimizin bölgeye ve müşterilerimize değer katacağına inanıyoruz” dedi. Hasmer Otomotiv Düzce Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Zafer Sağlam ise: “Mercedes-Benz Türk bizim için yalnızca temsil ettiğimiz bir marka değil, aynı zamanda yolumuzu aydınlatan bir kutup yıldızı. Bizi her zaman daha iyisini yapmaya yönlendiriyor. Biz de bu vizyonla kamyon ve otobüs kullanıcılarımıza, şoförlerimize ve kaptanlarımıza en yüksek standartlarda hizmet sunmak için çalışıyoruz. Müşteri memnuniyetini merkeze alan bir anlayışla Düzce’deki yeni tesisimizi hayata geçirdik. Her ayrıntısını Mercedes-Benz Türk kalite standartlarına göre tasarladığımız bu yatırım, markamızın dönüşüm stratejisine güçlü bir katkı sağlıyor. Yaklaşık 6.200 metrekare kapalı alanımızda, 9 servis kanalında günlük ortalama 30’un üzerinde araca hizmet verebilecek kapasiteye sahibiz. 625 metrekarelik yedek parça alanımızda ise 3.800 farklı parça çeşidimiz bulunuyor. Düzce’nin doğu ile batı, kuzey ile güney arasındaki stratejik konumu sayesinde, bölgedeki ağır ticari araç kullanıcılarına hızlı, kapsamlı ve sürdürülebilir hizmet sunmaktan gurur duyuyoruz. Ayrıca Mercedes-Benz Türk’ün ‘ EML’miz Geleceğin Yıldızı’ projesini aktif olarak destekliyor; bölgedeki mesleki ve teknik liselerle yaptığımız iş birlikleriyle gençlerimizin sektöre kazandırılmasına katkı sağlıyoruz. Bu yaklaşım, hem sektörümüzün geleceğine hem de Düzce’nin gençlerine yatırım anlamı taşıyor” dedi.

Sektörün En Büyük Sorunu Artık Personel Bulmak Haber

Sektörün En Büyük Sorunu Artık Personel Bulmak

1993’TEN BERİ YOLLARDAYIZ Ben Selim Karataş, 1984 Giresun doğumluyum. 19 yaşına kadar Giresun’da büyüdüm; ilkokul, ortaokul ve lise eğitimimi orada tamamladım. Sonrasında, firmamızın merkezi İstanbul’da olduğu için 2003 yılında 19 yaşındayken İstanbul’a geldim. Firmamız 1993 yılının Nisan ayında kuruldu. Dedem ve babam o yıllarda hem taşımacılık yapıyor hem de memlekette kasaplıkla uğraşıyorlardı. Babam, Sema Karataş, 1993’te kendi firmasını kurarak taşımacılığı profesyonel bir yapıya kavuşturdu. O günden bu yana Sema Turizm olarak faaliyetlerimizi aralıksız sürdürüyoruz. O dönemlerde sektör bugüne kıyasla çok daha hareketliydi. Uçak yolculukları bu kadar yaygın değildi, özel araç sayısı da oldukça azdı. Firmamız o yıllarda ağırlıklı olarak Karadeniz hattında faaliyet gösteriyordu ve İstanbul–Karadeniz seferleri oldukça yoğun geçiyordu. Kurulduğumuz günden bu yana da işimizi sevgiyle, özveriyle ve istikrarla yapıyoruz. ARTAN FİYATLARA RAĞMEN YATIRIMLARA ARA VERMİYORUZ Pandemi öncesinde bir otobüsün fiyatı yaklaşık 5 milyon lirayken bugün bu rakam 20 milyon lira seviyesine ulaştı. Yani neredeyse dört katlık bir artış söz konusu. Buna rağmen biz yatırımlarımıza ara vermedik. 2024’ün sonunda 3 adet, 2025’in başında ise 4 adet sıfır araç alımı gerçekleştirdik. Bu yatırımları hem bölgemize daha iyi hizmet verebilmek hem de sektöre katkı sağlamak amacıyla yaptık. Önümüzdeki dönemde de yatırımlarımız devam edecek. 2026 yılında yeni araç alımı planlıyoruz; 2027’de de sıfır araç yatırımlarımız olacak. Ayrıca 2026’nın Mart ayından sonra memleketimizden 2–3 yeni hat açmayı hedefliyoruz. Bu sayede hem bölgemizde daha aktif hale gelmeyi hem de farklı güzergâhlarda büyümeyi amaçlıyoruz. Şu an filomuzda özmal olarak 8 aracımız bulunuyor, ayrıca bünyemizde 1 bireysel otobüsçü de yer alıyor. Sema Turizm ailesi, yaklaşık 60–70 kişilik güçlü bir ekipten oluşuyor. 2026’DA FAİZLERİN DÜŞECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM Bu yıl bölgemizde fındık hasadı yüksek rakımlarda neredeyse hiç olmadı. Bu durum, işlerimizi doğrudan etkiledi. Normalde 3–4 ay süren yoğun dönem, bu yıl 2 aya kadar düştü. Yaklaşık %30 oranında bir daralma yaşadık. Umuyoruz ki 2026 yılı hem sektör hem de bölgemiz açısından daha verimli geçer. Herkes “kriz var” diyor ama ben önümüzdeki yıl faizlerin düşeceğini düşünüyorum çünkü otobüs piyasasına baktığımızda 2024 ve 2025 yıllarındaki gibi fahiş fiyat artışları artık yok. Şu anda piyasa oldukça durgun. Birçok kişi aracını satışa çıkardığında uzun süre alıcı bulamıyor; hatta çoğu zaman piyasanın %10–20 altında fiyatlarla satış yapmak zorunda kalıyor. Bu durum da hem sıfır araç fiyatlarına hem de sektörün genel dinamiklerine doğrudan yansıyor. Dolayısıyla 2026’da faizlerin düşeceğini ve piyasanın biraz daha hareketleneceğini öngörüyorum. “NİTELİKLİ” KAPTAN BULMAK ARTIK ÇOK ZOR Şu anda en büyük sıkıntımız kaptan eksikliği. Eskiden araç almak zordu; şimdi krediyle bir şekilde araç alınabiliyor ama aracı çalıştıracak nitelikli personel bulmak her geçen gün daha zor hale geldi. Üstelik kaptan kalitesi de geçmiş yıllardaki gibi değil. Son 10 yıldır nitelikli, deneyimli kaptan bulmak sektörün en büyük problemi haline geldi. Eskiden parça 5 lirayken işçilik 1 liraydı; şimdi parça hâlâ 5 lira ama işçilik 5 lira oldu. Eğer yan geliriniz veya ek bir işiniz yoksa, otobüsleri yürütmek gerçekten zor. Kısacası, bugün sektörün en büyük problemi finansman değil, insan kaynağı. Artık en değerli yatırım, iyi yetişmiş personel bulmak ve onları sektörde tutabilmek.

Gölsu Maden, Zorlu Şantiye Operasyonlarında Renault Trucks K Serisini Kullanıyor Haber

Gölsu Maden, Zorlu Şantiye Operasyonlarında Renault Trucks K Serisini Kullanıyor

2006 yılında kurulan ve Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde kamu su yapıları projeleri yürüten Gölsu Maden, şantiye operasyonlarında yüksek performans ve dayanıklılığıyla öne çıkan 4 adet Renault Trucks K 520 8x4 kamyon ile filosunu güçlendirdi. Gölsu Maden, ilk Renault Trucks araçları olan bu kamyonlar ile devam eden projelerindeki zorlu arazi koşullarında verimli ve güvenli taşımacılık hedeflerine güçlü bir katkı sunmayı amaçlıyor. Yeni araçlar, Renault Trucks’ın Adana yetkili bayisi İkikardeş Otomotiv tesislerinde Gölsu Maden Yönetim Kurulu Başkanı Özkan Kalo’ya İkikardeş Otomotiv Genel Müdür Yardımcısı Yusuf İkikardeş ve Satış Danışmanı Adem Dardağankökü tarafından teslim edildi. İlk Renault Trucks deneyimi, demo sürecinde başladı Ağırlıklı olarak DSİ projeleri kapsamında baraj, gölet gibi su yapıları inşa eden Gölsu Maden, sektördeki kullanıcıların deneyimlerinden faydalanarak Renault Trucks K serisini sahada test etti. Şirket, demo süreci boyunca araçların performansından duyduğu memnuniyet doğrultusunda alım kararı verdi. Gölsu Maden Yönetim Kurulu Başkanı Özkan Kalo, yeni araç yatırımları ile ilgili; “Su yapıları inşaat projelerindeki zorlu şantiye koşullarında yüksek performans, sağlamlık, dayanıklılık ve sürüş konforu bizim için öncelikli. Kısa mesafelerde de olsa zorlu arazilerde ağır yük taşıyan araçlarımızın güvenilir olması gerekiyor. Renault Trucks K serisi, bu beklentileri karşılayarak operasyonlarımızda fark yaratacak” açıklamasında bulunarak ekledi; “Şu anda Yozgat, Kahramanmaraş, Hatay, Antalya ve Bolu’da devam eden projelerimiz bulunuyor. Yeni araçlarımızın Yozgat ve Kahramanmaraş’taki şantiyelerde görev alacak. Operasyonların büyük kısmı, devletin tahsis ettiği ocaklardan ortalama 5-10 kilometrelik kısa ama yüksek tonajlı ve zorlu arazili güzergâhlarda gerçekleşiyor. Bu nedenle dayanıklılık, çekiş gücü ve sağlamlık, araç seçiminde bizler için belirleyici oldu.” "Renault Trucks K Serisi, şantiye uygulamalarında kendini kanıtladı” İkikardeş Otomotiv Genel Müdür Yardımcısı Yusuf İkikardeş ise; “Renault Trucks K 520 kamyonlar, ağır hizmet ve şantiye taşımacılığı için geliştirilen yüksek tork değerine sahip motoru, dayanıklı şasi yapısı ve gelişmiş manevra kabiliyeti ile maden, hafriyat ve inşaat sahalarında güvenle tercih ediliyor. Türkiye’nin dört bir yanında Renault Trucks K serisi kamyonların maden ve şantiye uygulamalarındaki başarısı sektör tarafından da takdir görüyor. Yüksek tonajlı taşımalarda şasinin sağlamlığı, rampalarda zorlanmadan çıkış performansı ve genel dayanıklılığı Gölsu Maden gibi firmalar için hayati önem taşıyor. Renault Trucks K serisi, bu anlamda sınıfında fark yaratan bir model” diye belirtti. Ayrıca Gölsu Maden, Renault Trucks’ın Adana yetkili bayisi İkikardeş Otomotiv üzerinden satış sonrası hizmet desteğini de alacak. Bu destek, operasyonların sürekliliğini sağlama açısından önemli bir avantaj sunacak. Renault Trucks K Serisi: Zor koşullara sağlam çözümler Renault Trucks K 520, özellikle ağır yük taşımacılığı ve şantiye koşulları için tasarlanmış sağlam yapısıyla öne çıkıyor. Gölsu Maden’in bu yatırımı da Renault Trucks’ın kamu projeleri ve ağır inşaat uygulamaları alanında güçlü bir çözüm ortağı olarak konumunu daha da pekiştiriyor.

Diyarbakır’da Güvenin Adı Kâmil Koç Haber

Diyarbakır’da Güvenin Adı Kâmil Koç

AİLEDEN GELEN MESLEĞİ GELECEĞE TAŞIYORUZ 36 yaşındayım ama bu sektörün içinde neredeyse 25 yıldır varım. Daha çocuk yaşlarda ailemle birlikte işin içine girdim. Babamdan ve amcamdan kalan bir mesleği bugün hep beraber sürdürüyoruz. Taşımacılık bizde bir geçim kapısı olmanın ötesinde kuşaktan kuşağa aktarılan bir emanet gibi. Hepimiz bu işin mutfağında büyüdük ve ailece yönetiyoruz. Benim için bu meslek sadece iş değil aynı zamanda bir yaşam biçimi. Bugün geldiğimiz noktada, geçmişten gelen deneyimi geleceğe taşımak istiyoruz. Ekonomik koşullara ve gücümüze göre hareket ediyoruz ama hedefimiz hep daha ilerisi. Artık sektöre yeni bir vizyon katma zamanı. Daha farklı, daha modern, daha yenilikçi bir yaklaşım… İşte bu adımı da Kâmil Koç ile beraber atmaya başladık. 3 AYLIK BİR GÖRÜŞME SONRASI İŞ BİRLİĞİNE İMZA ATTIK Kâmil Koç ile İlk görüşmeler Ocak ayında başladı. Önce birbirimizi tanıdık, sonra samimiyet gelişti. Bu süreçte iki taraf da birbirinin iş yapma anlayışını yakından görme fırsatı buldu. Mart ayına gelindiğinde Ramazan Bayramı’ndan hemen önce resmi olarak iş birliğine başladık. Yaklaşık 3 ay süren bu görüşmeler, bizim açımızdan çok öğretici oldu çünkü bir markayla yola çıkarken sadece imza atmak yetmez; karşılıklı güvenin de oluşması gerekir. Biz bu güveni kısa sürede sağladık. KALİTE STANDARTLARINI YÜKSELTTİK Benim için Kâmil Koç her zaman kaliteyi temsil etti. Uzun yıllar boyunca bu markayı izledik, tanıdık ve hep saygıyla andık. Kendime hep şunu sordum: “Bu kaliteyi neden Diyarbakır’a getirmeyelim? Neden Güneydoğu’da da aynı standartlarda hizmet verilmesin?” İşte bu düşünceyle hareket ettik. Bugün Diyarbakır’da yolcularımız Kâmil Koç tabelasını gördüklerinde aldıkları hizmetin yüksek olacağını biliyorlar. Bu güven, yolcunun yüzüne yansıyor. İnsan muhatap bulduğunu, ilgiyle karşılandığını, bir sorun yaşadığında çözüm bulabileceğini bildiği için huzurlu oluyor. ÖDEMEDE HİÇBİR SIKINTI YOK Sektörde çoğu zaman ödeme sıkıntılarının yaşandığını herkes bilir. Çoğu firma zamanında ödemelerini yapmaz, işletmeciyi zor durumda bırakır ama Kâmil Koç’ta böyle bir durumla hiç karşılaşmadık. Haftalık veya aylık ödemeler günü gününe yapılıyor. Bu, bizim için manevi anlamda da bir güven unsuru çünkü arkanızda durulduğunu bildiğinizde işinize daha çok sahip çıkıyorsunuz. Sözünü tutan, yükümlülüklerini yerine getiren bir markayla çalışmak insana huzur veriyor. KÂMİL KOÇ’UN OPERASYONEL GÜCÜ BİZE HIZ KAZANDIRIYOR Kâmil Koç ile çalışmaya başladıktan sonra operasyonel farkı çok net gördük. Bizim bölgemizde işler daha sınırlı imkânlarla yürütülüyor. Araç sayısı belli, ağ genişliği dar… Bu yüzden bazı sorunlara anında müdahale etmek zor oluyor ama Kâmil Koç’un geniş ağı sayesinde işler bambaşka. Muhasebe süreçleri de çok düzenli. Fatura kesildiği gün ödemeler çıkıyor. Araç takibi, ikramlar, sefer düzenlemeleri… Her şey çok sistematik ilerliyor. Kısacası kurumsallığın getirdiği hız ve pratiklik, bize de ciddi bir rahatlık sağlıyor. YÖNETİMLE İLETİŞİMİMİZ ABİ-KARDEŞ GİBİ Kâmil Koç yönetimiyle olan ilişkimizde resmi mesafeler yok. Aksine, tam anlamıyla bir aile gibiyiz. Bölge koordinatörlerinden genel müdürlere kadar herkesle 7/24 iletişim halindeyiz. Bizim için çok değerli olan şey, bir sıkıntımız olduğunda çözüm odaklı yaklaşmaları. 25 ARAÇLA TÜRKİYE’NİN DÖRT BİR YANINA SEFER DÜZENLİYORUZ Şu anda Diyarbakır’da 25 araçla hizmet veriyoruz. Sefer ağımız çok geniş. Diyarbakır’dan İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Antalya, Bodrum, Zonguldak, Erzurum, Karadeniz ve yakında Van’a gidiyoruz. İç Anadolu, Ege, Akdeniz derken neredeyse her bölgeye ulaşım sağlıyoruz. Bu da Diyarbakır’ın Türkiye’nin her köşesiyle bağlanması anlamına geliyor. BEKLEDİĞİMİZDEN DAHA FAZLA İLGİ GÖRDÜK Doğrusu bu kadar kısa sürede bu kadar ilgi göreceğimizi beklemiyorduk. Tatil dönemine denk geldiğimiz için yolcu sayıları yüksek oldu ama henüz ulaşamadığımız büyük bir kitle var. Öğrenciler, memurlar, tayinlerle gelen-giden insanlar… Zamanla onlara da ulaşacağız. Bugün yolcu sayımızın yüzde 60–70’ine erişebildik. Bu oran daha da artacak. Benim için önemli olan tek şey, yolcuyu mahcup etmemek. Araçları dinlendirmemizin sebebi de bu çünkü yolda kalmış bir yolcu görmek hem bizi hem de Kâmil Koç’u zor durumda bırakır. Bizim felsefemiz; “Ne biz mahcup olalım ne de yolcumuzu mahcup edelim.” GÜVEN, DİSİPLİN, KALİTE VE SAMİMİYET BİR ARADA Bugün geldiğimiz noktada şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim: Kâmil Koç, Diyarbakır’da güvenin adı oldu. Batıdaki hizmet kalitesini doğuya taşımak bu bölge için büyük bir kazanım. Yolcularımızın yüzündeki memnuniyet, her şeye değer. Kâmil Koç bizim için güven, disiplin, samimiyet ve kaliteyi bir arada sunan bir marka. İş ortağı olarak bu yapının bir parçası olmaktan gurur duyuyorum.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.