Hava Durumu

#Röportaj

Ulaşım Sektörünün En İyi Temsilcisi - Haber Ulaşım - Röportaj haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Röportaj haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Mirrorcam Teknolojisini Erzurum’un Zorlu Coğrafi Şartlarında Deneyeceğiz Haber

Mirrorcam Teknolojisini Erzurum’un Zorlu Coğrafi Şartlarında Deneyeceğiz

OTOBÜSÇÜLÜK SEVMEDEN YAPILACAK BİR İŞ DEĞİL 2002 doğumluyum ve Esadaş’ta üçüncü nesil olarak yer alıyorum. Dedem Ata Şenpolat, firmamızın kurucusu; babam Haluk Şenpolat ise şu anda işletmeyi yönetiyor. Ben de yavaş yavaş çıraklık ve kalfalık aşamalarından geçer gibi sürecin içine dâhil oluyorum. Şu anda Londra’da eğitim görüyor olmam kulağa işlerden uzakmışım gibi gelebilir ancak aslında hiç de öyle değil. Şirketin tüm WhatsApp gruplarında aktifim: yönetim, arıza, onarım… Hatta bugün bile teslimata katıldım. İşin her kademesiyle birebir ilgileniyorum. Çocukluğumdan bu yana ailemle birlikte çalışarak büyüdüm. Bu nedenle bugüne kadar her adımı hem bilerek hem de severek attım. Zaten bu sektör gerçekten sevmeden yapılacak bir sektör değil. Burada kimseyi zorla tutamazsınız. Şoförlük de otobüsçülük de hem fiziksel hem zihinsel anlamda son derece yorucu mesleklerdir. Bu işi sürdürebilmek için mutlaka içten gelen bir sevgiye ve tutkuya sahip olmanız gerekir. KOCA OTOBÜS SANKİ BANA AİTTİ … Çocukken babamla sık sık AŞTİ’ye, otogarlara, tesislere giderdim. Hatırladığım ilk otobüsçülük anım ise bir 403 almaya gittiğimiz gündür. Ankara dışında bir yerdeydi; o otobüs yolda arıza yapmış, yolcular başka araca aktarılmıştı. Babamla birlikte yola çıktık ve otobüsün başına vardık. O zamanlar tabii daha çocuğum… Ama o koca otobüs sanki bana aitmiş gibi hissetmiştim. Bir çocuk için bu, gerçekten dev bir şeydi. Düşünsene, 13 metrelik bir otobüs; yetişkin için bile devasa, çocuk için on katı daha etkileyici, daha duygu yüklü. Evimizde sürekli otobüs konuşulurdu. Babam bu işe büyük bir tutkuyla bağlıydı. Onun heyecanı, seyahatleri, işin her noktasında aktif olması beni de ister istemez bu sektörün içine çekti. Çocuk yaşta muavinlik yaptım, otobüs yıkadım. Hatta yıkanmasa bile koşar, suyu köpürtüp ovalardım, çünkü içimden gelirdi. Hiç kimse zorlamadı. İşte böyle başladı bu hikâye… Ve hâlâ aynı tutkuyla devam ediyor. İYİ KAPTAN DİĞER ARABALARI DA KULLANIR Hayatımda prensip olarak benimsediğim bir söz var. Babam bana, ehliyetimi yeni aldığım zamanlarda şöyle demişti: “Normal şoför kendi arabasını kullanır. İyi kaptan, diğer arabaları da kullanır.” Bunun anlamını zamanla daha iyi kavradım. Babam hep şunu da söylerdi: “Önündeki adamın yapabileceği en kötü hamleye göre araba kullanacaksın.” Bu söz hem insan ilişkilerimde hem de uzun yolda araç kullanırken hep aklımda kaldı çünkü şoförlük becerilerini hayatta belki birkaç defa kullanman gerekir ama o birkaç seferde gerçekten doğru ve dikkatli kullanman gerekir. Seni hayatta tutan şey budur aslında. Bunun gibi ufak tefek birçok anım var ama benim hayatımda en derin iz bırakan, en güçlü felsefelerden biri bu sözdür. Babamın bir başka sözü de şudur: “Otobüs şoförü tiyatro sanatçısı gibidir. Ya alkışlanır ya yuhalanır.” Eğer aracı sert kullanacaksan yuhalanmayı da göze alman gerekir. İşte bu yüzden ben bugüne kadar hiçbir zaman sert araç kullanmadım. Hep kontrollü, hep dikkatli oldum çünkü iyi şoförlük sadece direksiyon başında değil, aynı zamanda yolcuların güvenini ve saygısını da kazanmakla ilgilidir. GÜNEŞ, OTOBÜSÜMÜZÜN ÜSTÜNE ÜÇ KEZ DOĞUYOR Filo sayımızı şu anda tam olarak ben de bilmiyorum, değişkenlik gösterebiliyor ama babamın birkaç yıldır oturtmaya çalıştığı bir sistem var: Araçlarımız üç yılda bir yenilenir; sıfır araç girer, üç yılın sonunda yenisiyle değiştirilir. Neden mi? Çünkü bizim yollar gerçekten çok çetin. Öyle rotalar var ki güneş otobüsün üstüne üç defa doğuyor. Bu durum kaptan için de yolcu için de otobüs için de inanılmaz yorucu. En kısa hattımız bile Erzurum-Ankara hattı. Bizim dinlenme tesisimizden Ankara’ya kadar 660 kilometre. Üstüne bir de dönüş yolunu eklediğinizde ortaya ciddi bir mesafe çıkıyor. Bu yüzden yıpranmış, kilometresi yüksek araçlarla çalışmak mümkün değil. Hem yol güvenliği hem konfor hem de müşteriye karşı olan sorumluluğumuz bunu gerektiriyor. Yeni araçlar sadece yolcuları değil, şoförleri de mutlu ediyor çünkü sıfır araçla çalışmanın keyfi gerçekten bambaşka. Perona yanaşırken şoför, otobüse dönüp şöyle bir bakıp “Doğru yoldayım” diyorsa; işte biz de o zaman doğru yolda olduğumuzu anlıyoruz çünkü bu işte hem araçların hem insanların morali çok önemli. Ve biz bu dengeyi korumak için elimizden geleni yapıyoruz. MİRRORCAM TEKNOLOJİSİNİ TÜM YÖNLERİ İLE İNCELEYECEĞİZ MirrorCam sistemine sahip ilk aracımızı teslim aldık. Tabii bu hem şoförlerimiz için hem de dışarıdan görenler için başlangıçta biraz garip gelecek çünkü alışkanlıklar kolay kolay kırılmaz, sektörün bir kültürü var, oturmuş bir düzeni var ama biz bu teknolojiyi, özellikle güvenlik açısından bir adım ileriye gitmek için deniyoruz. Araç filomuzu sürekli yenilememizin nedenlerinden biri de bu: Her yeni gelen araç, bir öncekinden daha güvenli, daha teknolojik ve daha donanımlı oluyor. “Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir.” Bu söz belki çok klişe, çok tekrarlanmış bir söz ama kesinlikle doğru. Biz de değişime direnemeyiz; teknolojiye ayak uydurmak, konforu ve güvenliği artırmak zorundayız. Hem yolcularımıza hem de ekip arkadaşlarımıza en güvenli ve en konforlu yolculuğu sunabilmek için bu şart. MirrorCam sistemini Erzurum gibi coğrafi olarak zorlu bir bölgede test etmek bizim için ayrı bir önem taşıyor. Zaten üreticiler de en zorlu koşullarda test yapmak ister. Bugün ekip olarak bu konuyu uzun uzun konuştuk: Kameranın soğuk havada buğulanması, güneş ışınlarının açısı, ani hava değişimlerinin yaratacağı etkiler… Bütün bunları sahada görme ve test etme şansımız olacak. Üretici tarafı, MirrorCam’in yakıt tasarrufu, aerodinamik avantajlar ve dönüşlerde sağladığı manevra kolaylığı gibi pek çok artısı olduğunu belirtti. Şimdi sıra bizde: Test edeceğiz, göreceğiz. Umarım bu yeni teknoloji beklentilerimizi karşılar ve başarılı olur. AVRUPA’DAN HİZMET ANLAMINDA ÖNDEYİZ Avrupa’da da bulunuyorum, bu yüzden ister istemez oradaki sistemle bizimkini karşılaştırıyorum. Samimiyetle söyleyebilirim ki biz gerçekten belli standartları yakaladık, hatta bazı konularda Avrupa’nın önündeyiz. Özellikle hizmet tarafında. Mesela Avrupa’da muavin yok; bagajı şoför alıyor, yolcu indiğinde de herkes kendi çantasını kendisi indiriyor. Bizde ise hizmet ön planda. Yolcunun valizinden tutun, koltuğuna kadar ilgileniliyor. Tabii Avrupa’da maliyetler daha öncelikli olduğu için servis beklentisi çok daha farklı ama biz, sunduğumuz hizmet kalitesi açısından gerçekten çok ilerideyiz. 2000’ler öncesi dönemde hatta duyduğum kadarıyla 2010’ların başına kadar bile güvenlik ve yolcu konforu ikinci plandaymış. O zamanlar arabanın gücü, hızı gibi şeyler daha fazla önemsenirmiş. Şu an geldiğimiz noktada ise güvenlik ve konfor konusunda Avrupa ile başa baş gidiyoruz diyebilirim. Hatta bazı yönlerden onları yakaladık, bazı yönlerden ise geçtik. Artık yolcu beklentisi de değişti, sektör de kendini bu beklentilere göre şekillendirmeyi başardı.

Global Ölçekte Büyük Bir Ailenin Parçasıyız Haber

Global Ölçekte Büyük Bir Ailenin Parçasıyız

YOLUMUZA KÂMİL KOÇ BÜNYESİNDE DEVAM EDİYORUZ 18 Ekim 1990 doğumluyum, Hataylıyım. Şu anda 35 yaşındayım, evliyim ve bir kızım var. Geçtiğimiz günlerde ikinci çocuğumu öğrendim, bu da ayrı bir heyecan kaynağı. Bizim ailemiz dededen beri otobüsçü. Babam da bu sektörde tanınan bir isimdir. Uzun yıllar bireysel otobüsçülük yaptık; hatta bir dönem kendi otobüs firmamız da vardı. Şu anda ise Kâmil Koç bünyesinde yazıhanecilik yapıyorum. Bu alanda 2017-2018 yıllarından beri faaliyet gösteriyoruz. BU ZAMANA KADAR ÇALIŞTIĞIM EN İYİ FİRMA “KÂMİL KOÇ Ben burada başka bir firmada acentecilik yapıyordum, aynı zamanda Kâmil Koç’un bireysel otobüsçüsü olarak görev alıyordum. Bir gün eski Adana Bölge Müdürümüz beni aradı ve şöyle dedi: “Sen iyi bir yazıhane işletmecisisin, Hatay’daki Kâmil Koç acenteliğini sana vermek istiyoruz. Kabul eder misin?” O sırada eşimi istemeye gidiyorduk ve o telefonu aldığım anı çok net hatırlıyorum. Böyle bir teklife nasıl hayır diyebilirdim ki? O günden sonra Kâmil Koç ile çalışmaya başladım ve işler gerçekten çok hızlı bir şekilde yoluna girdi. O an anladım ki bu iş sadece bir firma değil; bizim için bir aile, bir namus meselesi haline gelmişti. Artık o tabelada bizim de adımız vardı. Kâmil Koç bizi bırakmadığı sürece, biz de onları asla bırakmazdık. Bugüne kadar pek çok firmayla çalıştım ama çalıştığım en güzel firma Kâmil Koç oldu. BAŞKA BİR FİRMAYLA ÇALIŞMAYI HİÇ DÜŞÜNMEDİ Kâmil Koç, Hatay’a 2015’in sonu, 2016’nın başlarında giriş yaptı ve ilk başlangıcı başka arkadaşlarla gerçekleştirdiler. 2018 yılında ise bayrağı devralmak bize nasip oldu. 2020’ye kadar faaliyetimize devam ettik, ardından pandemi süreciyle birlikte Kâmil Koç Hatay’dan çekildi. Ancak 2022 yılında geri dönme kararı aldılar ve biz de kaldığımız yerden devam ettik. O dönemde başka firmalarla çalışmayı hiç düşünmedim çünkü Kâmil Koç ile çalıştıktan sonra başka bir firmaya geçmek bize göre olmazdı. Bu bizim için zirvede bırakmak anlamına gelirdi. Otogarda, Kâmil Koç dışında bir firmayla yer almayı kesinlikle istemedim. Yeniden dönüş kararı alındığında beni arayıp teklif ettiklerinde ise gerçekten çok mutlu oldum. KÂMİL KOÇ, HATAY’I YALNIZ BIRAKMADI Hatay’da yaşadığımız deprem felaketi, hepimiz için zorlu bir dönemdi ancak bu zor günlerde, Kâmil Koç her zaman olduğu gibi yanımızda oldu. CEO’muz Çağatay Kepek Bey ve Genel Müdürümüz Mehmet Türkyılmaz, telefonla ve bizzat sahada olarak sürekli desteğini hissettirdi. Hatay’daki durumu yerinde görmek için Flixbus'un kurucu ortağı ve İcra Kurulu Başkanı André Schwämmlein de bizzat Hatay’a gelerek yanımızdaydı. O an fark ettim ki gerçekten global ölçekte büyük bir ailenin parçasıyız. André Schwämmlein, şehirdeki durumu gördükten sonra bana "Hala niye buradasınız? Şehir yıkılmış, neden buradasınız?" diye sordu. Ben de Atatürk’ün "Hatay benim şahsi meselemdir" sözünü hatırlatarak, "Bu şehir bize emanet edildi. Ne olursa olsun burada olmalıyız" dedim. O an çok duygulandık. André de gözleri dolarak, "Gerçekten iyi bir aileyiz, büyük bir aileyiz. Hâlâ buradaysanız ve biz de sizi bırakmadıysak, büyük bir aileyiz" dedi. Kâmil Koç, deprem sırasında bir an olsun bizi yalnız bırakmadı. Sahra hastanesi kurarak şehirde 45-60 gün boyunca hizmet verdi. Ayrıca bireysel otobüsçülerimiz de ellerinden gelen her türlü desteği sağladılar. İnsanlar için ücretsiz seferler düzenledik, hiçbir yolcuyu mağdur etmedik. Bu süreçte, Kâmil Koç’un desteği gerçekten çok kıymetliydi. Biz sadece araçları sağladık ama Kâmil Koç’un katkılarıyla her şey yolunda gitti. ÖDEMELER KONUSUNDA HERHANGİ BİR SORUN YAŞAMIYORUZ Kâmil Koç’un farkı çalışanlarının ve bireysel otobüsçülerinin her zaman hakkını veren bir firma olmasıdır. Türkiye’nin birçok yerinde insanlar ödeme sıkıntıları yaşarken Kâmil Koç her zaman ödemelerini zamanında yapar ve hiçbir çalışanının hakkı yenmez. Yeni bireysel otobüsçülerim, bayramdan önce aldıkları avans paralarını şaşkınlıkla karşılıyorlar. Kâmil Koç, çalışanlarına gereken ödemeleri her zaman zamanında yapar. Bu güven, bizim için büyük bir güç kaynağıdır. Biz de gönül rahatlığıyla Kâmil Koç’la çalışıyoruz. İHTİYAÇ OLDUĞU ZAMAN ANINDA SEFER ARTIRABİLİYORUZ Hatay’daki günlük sefer sayılarımız genellikle 20 civarında ancak bayramlarda bu sayı 30-40’a kadar çıkabiliyor. Kâmil Koç’la, esnek ve hızlı bir şekilde sefer sayısını artırmak çok kolay. Türkiye’de başka hiçbir firma bu kadar hızlı ve etkili bir şekilde sefer sayılarını artırma kapasitesine sahip değil. Bunu Türkiye’de yapabileceğiniz hiçbir firma yok, sayılı demeyeceğim çünkü gerçekten hiçbiri yok. Bugün 20 sefer varken, yarın 50 sefer yapılabilir. Kâmil Koç, ihtiyacımız olduğunda yeni iş ortaklarıyla anında sefer açabiliyor. Yeni iş ortaklarımızla seferleri hızla başlatabiliyoruz. Biz Çukurova bölge müdürlüğüne bağlıyız. Genel Müdürümüz, Genel Müdür Yardımcılarımız ve vardiyalarda çalışan arkadaşlarımızla hiçbir sorunumuz yok. Aradığımızda, anında, saniyesinde işlerimiz çözülüyor. Bu da bizim için hem gurur verici bir durum hem de özgüvenimizi artıran bir etken. ŞEHİR HALKI KÂMİL KOÇ’U BENİMSENDİ Hatay özelinde 8 bireysel esnafımız bulunuyor ve her biri 2-3 otobüsle hizmet veriyor. Özellikle deprem sonrasında, Hatay’da Kâmil Koç’un adı daha fazla duyulmaya başladı. Şehir halkı, Kâmil Koç’u sahiplenmeye başladı. Hangi seferi açarsak açalım, ilk yolcularımız genellikle Kâmil Koç’u tercih ediyor. Çünkü insanlar dünü unutmaz, bugünü de unutmaz. Burada 8-9 yerel firma bulunmasına rağmen, Kâmil Koç kısa sürede büyük bir başarı yakaladı. Bu başarı, Kâmil Koç’un sağlam altyapısı ve profesyonel yaklaşımı sayesinde kolaylıkla elde edildi çünkü biz, asla mağdur etmiyoruz. Özellikle acentemize ve yazıhanemize gelen hiçbir müşteriyi kırmıyoruz; her birini en ince ayrıntısına kadar dinliyoruz. Mağduriyetleri varsa, onları gideriyoruz. Elbette mağduriyetler oluşabiliyor, ama hemen çözüm üretiyoruz. Yardımcı oluyoruz ve gerekli prosedürleri uygulayarak oluşan zararın tazminini gerçekleştiriyoruz. Kâmil Koç’un kurum kültürü, kimseyi mağdur etmemek üzerine kuruludur. Kâmil Koç, benim için çok özel bir anlam taşıyor. Ben, Kâmil Koç’a sonradan katıldım ama bu yola ilk başta Kâmil Koç ile başlamayı çok isterdim. Babamın da bu işe Kâmil Koç ile başlamasını isterdim. Kâmil Koç, sadece bir firma değil, aynı zamanda bir aile gibi. Bugüne kadar tanıdığım birçok insan, Kâmil Koç’la doğmuş ve büyümüş. Benim de burada geçirdiğim 7 yıl gerçekten çok değerli. Kâmil Koç’un ailesinin bir parçası olmak, bana çok şey kazandırdı. İyi ki de bu yola çıkmışım, iyi ki de tanışmışım.

En İyi Hizmeti, En Kısa Sürede Sunuyoruz Haber

En İyi Hizmeti, En Kısa Sürede Sunuyoruz

MENGERLER’İ TANIYALIM Ahmet Veli Menger Holding A.Ş. grubunun otomotiv sektöründeki temsilcisi Mengerler Ticaret Türk A.Ş., 1939 yılında kuruldu. 1949 yılında şirket, Daimler-Benz AG’nin Türkiye’deki tek temsilcisi oldu. 1958 yılında Mengerlerİstanbul Davutpaşa Servisi, tüm Mercedes-Benz araçlarına hizmet vermek üzere kuruldu. Mengerler Otogar Otobüs Servisi, 2.662 m² alanda, şehirlerarası yolcu taşımacılığı sektörünün kalbi İstanbul Otogarı’nda 1995 yılından beri servis hizmeti veriyor. Otogar lokasyonumuzda bakım-onarım haricinde cam değişimi, AdBlue satışı ve lastik satış işlemleri de gerçekleştiriliyor. Davutpaşa Merkez lokasyonunda ise 8.800 m² kapalı alanı, otobüsler için tam donanımlı boya kabini bulunan büyük bir kaporta-boya merkezi ve anlaşmalı olduğu 27 adet sigorta şirketi ile hizmet vermektedir. MERCEDES-BENZ MARKASI İLE 16 YAŞINDA TANIŞTIM. 1984 İstanbul doğumluyum. Kariyerime 1999 yılı Lise ikinci sınıf itibari ile Mercedes-Benz Hoşdere Fabrikası’nda stajyer olarak başladım. Staj ile birlikte Mercedes serüvenim de başlamış oldu. İktisat Fakültesini bitirdikten sonra 2007 yılında Mengerler Ticaret Türk A.Ş.’de müşteri danışmanı olarak çalışmaya başladım. Yaklaşık 18 yıldır şirketimizin çatısı altında çalışmalarımı sürdürmekteyim, son 4 yılda ise servis müdürlüğü görevini aktif olarak yürütmekteyim. Servis müdürlüğü görevini devir aldığım dönem pandemi zamanları içerisindeydi. Ticaret şartlarının zor olduğu bu dönemde müşteri temasları, doğru planlama, doğru strateji ve müşteri taleplerini doğru analiz ederek müşterilerimize özeloluşturduğumuz kampanyalarında etkisiyle bu zorlu ticari koşulları başarı ile yönetmeye devam etmekteyiz. ZAMANI YÖNETEBİLMEK İÇİN PERSONEL YATIRIMIMIZI ARTIRDIK İstanbul Otogarı, Türkiye’nin kalbi diyebilirim. Geniş bir müşteri portföyüne sahibiz. Şehirlerarası, turizm filoları, servis taşımacıları, şehir içi ulaşım paydaşları… Atölyemizde zamanı doğru yönetmeye odaklı planlama sağlamaktayız. Çalışmakta olduğumuz filoların hareket saatlerine uyum sağlamış durumdayız. İçeri alınan her araç, elzem bir arıza durumu olmadığı takdirde, 1,5 saat içerisinde programına kaldığı yerden devam etmekte. Alanlarında son derece deneyimli, uzman bir ekibe sahibiz. Zamanın çok değerli olduğu dünyamızda bu durum bizlere hızlı ve doğru çözümler getirmemizi sağlıyor. Atölyemize ciddi yatırımlar yapıyoruz. Eğitim en çok bütçe ayırdığımız konulardan biri. MESLEK LİSESİ ÖĞRENCİLERİ İLE GELECEĞİ HAZIRLIYORUZ Her yıl Meslek liselerinden özenle seçilen stajyerlerimiz istihdam programı dahilinde atölyelerimizde pratik tüm eğitimler özenle verilmektedir. EML’miz Geleceğin Yıldızı sloganıyla başarılı olan gençlerimizi ailemizin bir üyesi olması adına çalışmalar sürdürmekteyiz. Gençlerimiz Mesem projesi kapsamında Lise ikinci sınıftan itibaren staj görevi için atölyemizde çalışmaya başlamakta, yıl boyunca bizim bünyemizde staj görevlerini sürdürmektedirler.Her çeyrek dönemde Meslek lisesi ziyaretlerini Geleceğin Yıldızı programımız dahilinde gençlerimizi ve öğretmenlerini yerinde ziyaret ederek gerçekleştirmekteyiz. Bu gençlerimizinmezun olduktan sonra profesyonel iş hayatlarına birlikte adımlar atmaktayız. Bu programı kararlılıkla ve heyecanla sürdürmeye devam edeceğiz. ÖNCELİĞİMİZ MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ OLMAK ÜZERE EN KISA SÜREDE ARACI TESLİM ETMEK İÇİN ÇALIŞIYORUZ Otobüs dünyasında zaman kavramı her zaman ön plandadır.Zamana karşı hep bir yarış içerisinde olduğumuzun bilincindeyiz. Ekibimizin dinamik bir kadrodan oluşması bu konuda bize oldukça avantaj sağlamaktadır. Hafta içi 08:30-20:00 cumartesi günleri 08:30-17:30 arası hizmet vermekteyiz. Resmî tatil ve pazar günleri 7/24 yol yardım hizmeti vererek araçlarımızın aktif çalışmasını sağlamaktayız. İstanbul Otogarı’nda olmamız avantaj gibi görünse de asıl tercih edilme sebebimiz Müşteri memnuniyetini esasalarak, hızlılık ve onarım kalitesi sunmamız. YETKİLİ SERVİSE YÖNELİM ARTIYOR Firmalar parktaki araçlarını her yıl düzenli olarak genç tutmak adına yeni araç alımı yapmak üzere planlama yapmaktadır. Araçlarımızda 2 yıl garanti ve servis sözleşme avantajları ile müşterilerimizin servise bağlılığı artmaktadır. 2016 yılı itibariyle E6 norm motor araçlarımız avantajlı bakım ve onarım yedek parça bulunabilirliği güvencesi ile servis hizmeti almaya aktif bir şekilde devam etmektedir. KAPTANLARIMIZ ARTIK TEKNOLOJİYE HÂKİM 2016 yılından bu yana otobüslerimizde dijitalleşme ciddi oranda arttı. Günümüzde otomobillerde bulunan birçok ileri teknoloji artık otobüslerde de yaygın şekilde kullanılıyor. Mercedes-Benz Türk A.Ş, araç kaptanlarına sürüş eğitimleri düzenleyerek hem araç kullanımı hem de yakıt tasarrufu konularında kapsamlı bilgi sağlıyor. Bunun yanı sıra bizler de müşterilerimizle sağlamış olduğumuz diyaloglarda araç özelliklerini müşterilerimize tanıtmaya gayret ediyoruz.

KOTAB, Kocaeli’nin Temsil Gücünü Arttıran Bir Dernek Haber

KOTAB, Kocaeli’nin Temsil Gücünü Arttıran Bir Dernek

GÖZLERİMİ BU İŞLE AÇTIM Ben Raşit Arslan.1987 doğumluyum, 38 yaşındayım. Evliyim ve iki çocuk babasıyım. Doğma büyüme Gebzeliyim.Üniversite eğitimimi Denizli’de Pamukkale Üniversitesi İşletme bölümünde tamamladım. Eğitimimi tamamladıktan sonra da çocukluğumdan beri içinde bulunduğum bu sektörde aktif olarak çalışmaya başladım çünkü gerçekten gözümü bu işle açtım. Aile şirketimizde arabaların tepesinde büyüdüm diyebilirim. Bu nedenle hem mektepliyim hem de alaylıyım. İşin her aşamasını, mutfağını biliyorum. Babam bu işi çok severek yapıyordu. Üniversite sonrası bana “Git kendi işini yap” dedi ama ben bu sektöre aşığım, kopamadım. İşimi severek yaptığım için hala buradayım.Zaten eskiler hep der ya: “İşini severek yapacaksın.” Biz de gerçekten bu işi seviyoruz. Bu yüzden zorlaşan şartlara rağmen devam ediyoruz. 36 YILDIR KESİNTİSİZ HİZMET VERDİĞİMİZ FİRMA VAR Şu anda Sezin Turizm’de aile şirketimizin ikinci nesil temsilcisiyim. Babam bu sektöre 1989 yılında adım attı. Biz de kardeşimle birlikte bu bayrağı devraldık ve aynı sektörde çalışmaya devam ediyoruz. Firma olarak ağırlıklı olarak personel taşımacılığı yapıyoruz ama turizm tarafında da hizmet veriyoruz. Özellikle havalimanı transferleri gibi alanlarda da aktifiz. Kocaeli ve İstanbul Anadolu Yakası ağırlıklı olmak üzere, zaman zaman Avrupa Yakası’nda da faaliyetlerimiz oluyor. Şu anda 30 adet öz mal aracımız var. Bunlara ek olarak yaklaşık 140-150 civarında da tedarikçi aracımız bulunuyor. Toplamda yaklaşık 170 araçlık bir filomuz var diyebilirim. Ayrıca şunu da belirtmek istiyorum. 1989 yılından bu yana, babamın sektörde hizmet vermeye başladığı ilk firmaya hâlâ hizmet vermeye devam ediyoruz. Şu an o firmayla iş ortaklığımızın 36. yılındayız. Bu da bence firmamız adına kaliteli hizmetin ve uzun vadeli güvenin bir göstergesi. KOTAB, BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ BİR STK Sektörün STK’lerinde de aktif bir rol alarak hizmet etmeye özen gösteriyorum. İSTAB ve KOTAB’ın yönetimde yer alıyorum. Özellikle KOTAB bizim için çok önemli bir yapı. Yaklaşık 3 yıl önce kurulmuş gibi görünse de kurucu firmaların geçmişi çok eski. 1950’lerden, 1960’lardan bu yana bu sektörde olan firmalar tarafından oluşturuldu. Yani aslında KOTAB genç bir dernek ama köklü bir geçmişe dayanıyor. İSTAB’la da sürekli dirsek temasındayız. Birbirimizi tamamlayan yapılar olduğumuz için alınan kararları birlikte değerlendiriyor, sektör adına ortak adımlar atıyoruz. Kocaeli özelinde bu sektörde büyük bir STK eksikliği vardı. KOTAB, bu eksikliği gidermek için kuruldu. Bugün KOTAB’ın 56 üyesi var ancak bu sayı her geçen gün artıyor. Üye olabilmek için başvuru sahiplerinin bazı önemli kriterleri karşılaması gerekiyor. Örneğin bireysel kişiler değil, sadece kurumsal yapılar üye olabiliyor. TEMSİL SORUNUNU ÇÖZMEK İÇİN KURULDUK KOTAB’ın ortaya çıkış nedeni aslında çok net: Sektörün temsil sorunu vardı. İlçe bazlı küçük dernekler olsa da Kocaeli’yi kapsayan çatı bir yapı yoktu. Tahmin edersiniz kibir belediyeye ya da valiliğe bireysel olarak değil de binlerce kişiyi istihdam eden bir derneğin temsilcisi olarak gittiğinizde size bakış açıları bambaşka oluyor. Bu nedenle sektörün daha güçlü bir ses olabilmesi için KOTAB kuruldu. Bugün Ankara, İzmir, Bursa, Sakarya gibi illerdeki derneklerle sürekli irtibat halindeyiz. Gelişmeleri karşılıklı olarak takip ediyoruz. Kocaeli özelinde sistem biraz daha oturmuş durumda. Plaka tahdidi olsun, sistemin işleyişi olsun; burada işler daha sistematik yürüyor. Sanayici de artık bilinçli. Bu işi, bu işin ehli firmalarla yürütmek istiyorlar. P plakasız hizmet vermenin mümkün olmadığının herkes farkında. SEKTÖRÜN EN BÜYÜK SORUNU “ŞOFÖR EKSİKLİĞİ” Sektörün şu anki en büyük sıkıntısı bana göre alttan yetişen şoför eksikliğidir. Eskiden şoförlük, otobüs kaptanlığı çok saygı duyulan bir meslekti ama bugün itibariyle meslek olmaktan çıkmış gibi. Yeni nesil, bu işi en son yapacakları iş olarak görüyor. Bu da sektörde istihdam sorununu derinleştiriyor. Bu konuda dernek olarak büyükşehirle birlikte çeşitli istihdam programları yürüttük ama geri dönüşler çok sınırlı kaldıçünkü gençlerin bizim sektöre olan ilgisi yok. Bu sadece çalışma saatlerinden kaynaklı değil. Asıl neden bence ücret politikası. Yeni nesil az çalışıp çok kazanmanın derdinde. Oysa bizim işin saatlerine baktığınızda çok da yoğun değil. Sabah 6.30-9.00 arası çalışılıyor, sonra öğleden sonra 2.30-3.00 gibi tekrar başlıyor ve akşam 6.00-7.00 gibi servisler tamamlanıyor. Arada hem dinlenme hem de başka işlerini halletme imkanları oluyor ama yine de gençler bu işe sıcak bakmıyor. İstanbul trafiği de ayrı bir sorun. Gebze, İzmit artık küçük İstanbul gibi; trafik her yerde büyük bir yük. ŞOFÖRLER “OTOMATİK VİTES” TERCİH EDİYOR 2025 yılında da yatırımlarımız devam edecek. Şu anda 2. çeyrekteyiz ve yılın kalanında da planladığımız yatırımlar var. Bu sektörde ayakta kalmak için sürekli yenilenmek şart.Yeni araçlar, yeni ekipmanlar olmazsa rekabet edemezsiniz.Şoförlerin sektöre mesafeli yaklaşmasının sebeplerinden biri de bu aslında. Eski araçlarla uğraşmak istemiyorlar çünkü sürekli sanayiye gitmek, bakım yapmak zorunda kalıyorlar. Şoför, işini bitirdikten sonra dinlenmek, kendine vakit ayırmak istiyor. Ek olarak şunu da belirtmek isterim ki artık otomatik vites araçlar tercih ediliyor. Manuel araçlar özellikle şehir içi trafikte yorucu oluyor. Bu yüzden biz de araç alımlarımızda otomatik vitese yöneldik. Otobüslerde zaten bu yönde bir dönüşüm var, şimdi hafif ticari ve midibüslerde de otomatik vites yaygınlaşıyor. Teknoloji artık konforu ön plana çıkarıyor ve biz de bu yönde adımlar atıyoruz. UZAKTAN ÇALIŞMA MODELİ SERVİS POTANSİYELİNİ DARALTAN BİR FAKTÖR Pandemi sonrası sektörde bir araç açığı yaşanmıştı ama şu an öyle bir sıkıntı yok. Özellikle bizim bölgemizde plaka tahdidi sisteminin oturmuş olması nedeniyle tedarikçi modeli kolay kolay ortadan kalkmaz çünkü herkesin bu işten bir kazancı var. Bu sistemle birlikte bölgede ciddi bir gelir dağılımı oluşmuş durumda. Belki sektör zamanla biraz yavaşlayabilir çünkü evden ya da hibrit çalışma gibi uygulamalar artıyor. Toplu taşımaya yönlendirme çalışmaları yapılıyor. Trafik yoğunluğunu azaltmak için belediyeler ve ulaştırma kurumları farklı projeler üretiyor. Bu nedenle özellikle İstanbul gibi mega şehirlerde servis ağı bazı bölgelerde daralıyor ama tamamen bitmesi mümkün değil. BİZ BU İŞE SEVDALIYIZ Neticede bu sektörde uzun yıllar geçirdik. Zorluklarıyla, iniş çıkışlarıyla bu işin içindeyiz. Şirketimiz, babamızdan bize devrolan bir emanet. Onun omuzladığı sorumluluğu biz şimdi sırtlandık ve bu mirası daha da büyüterek geleceğe taşımak istiyoruz. Sektörün çok uzun yıllar aynı şekilde devam edeceğini düşünmüyorum ama kaliteli iş yapanlar her zaman ayakta kalacaktır. Bugün hâlâ 1989’da başladığımız firmaya hizmet veriyor olmamızın sebebi, işimize ve insanımıza duyduğumuz saygıdır.

Yönetici ve İşletmeci Gözüyle "Kâmil Koç" Haber

Yönetici ve İşletmeci Gözüyle "Kâmil Koç"

KÂMİL KOÇ İLE ÇOK ERKEN YAŞLARDA TANIŞTIM 1974 doğumluyum. Henüz 3 yaşındayken ailem Bulgaristan'dan Türkiye'ye göç etti. İlk ve orta öğrenimimi Balıkesir’de tamamladım. Ortaokulu birincilikle bitirdiğim için Bursa Erkek Lisesi’ne kaydoldum. Lise eğitimim sırasında üçüncü sınıftan itibaren Kâmil Koç ile olan bağlarım güçlenmeye başladı. Babam, o dönemlerde Kâmil Koç’ta bireysel otobüsçülük yapıyordu. O yıllarda otogarda bir gazete bayisinde çalışmaya başladım. Gazete satarken biriktirdiğim bozuk paraları Kâmil Koç’taki çalışanlara verip bütün hale getiriyordum. Bu sayede de onlarla iyi bir dostluk kurmaya başladım. Böylece hem eğitimime devam ettim hem de Kâmil Koç’ta çalışmaya adım attım. Önce kendi otobüslerimizde çalıştım. Babam şoförlük yaparken ben de muavinlik yaptım. Kâmil Koç bünyesindeki resmi çalışma hayatım ise 1989 yılının Haziran ayında, henüz 16 yaşındayken başladı. Lise eğitimimi tamamladıktan sonra tam zamanlı olarak Kâmil Koç’ta çalışmaya başladım. 1997 yılında askerlik sebebiyle kısa bir ara verdim ancak 1999’da yuvama geri döndüm. Uzun yıllar süren bu serüven, 1 Şubat 2024 itibarıyla farklı bir boyuta taşındı. Bordrolu çalışan olarak görevimi bırakıp Kâmil Koç’un Bursa acentesini işletmeye başladım. Böylece hem Kâmil Koç Ailesi’nin bir parçası olmaya devam ettim hem de kendi işimi yönetme sorumluluğunu üstlenmiş oldum. GENÇLERİN ÖNÜNÜ AÇMAM GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNDÜM Şirketimizde geçirdiğimiz yıllar içerisinde mental olarak yorgunluk hissetmeye başladım. Yönetici olarak Kâmil Koç’taki misyonumu tamamladığımı düşündüğümü zaman da gençlerin önünü açmanın, bu işi daha büyük bir heyecan ve şevkle yapacak birine devretmenin firma için daha doğru olacağına inandım. Ayrıca Kâmil Koç’a olan manevi borcumu kendimce ödediğimi düşündüğüm için genel müdürümüzle fikrimi paylaştım. O da bu kararımı uygun gördü. Gerek Kâmil Koç’a gerekse de kendime artık bu şekilde daha faydalı olabileceğimi inandığımız için bu yeni yola adım attım. Yöneticilik çok daha zor ve sorumluluk gerektiren bir iş. Çünkü doğrudan birçok insana karşı sorumlusunuz, herkes sizden bir başarı veya bir sonuç bekliyor. Ancak kendi işinizi yürüttüğünüzde öncelikle kendinize karşı sorumlusunuz. Sorumluluklarınızı yerine getirdikten sonra aldığınız sonuçlar sizi tatmin ediyorsa, bu yeterli oluyor. KÂMİL KOÇ HAYATIMIN AYRILMAZ BİR PARÇASI HALİNE GELDİ Babam her zaman şunu söylerdi: "Benim üç oğlum var; biri Aydın, diğeri Ayhan ve bir diğeri de Kâmil Koç." Çünkü biz Kâmil Koç’la birlikte büyüdük. Aynı şey benim için de geçerli. Başka hiçbir yerde çalışmadım. Sadece Kâmil Koç’a başlamadan önce 6-8 ay kadar bir gazete bayisinde çalışmıştım. Şimdi 50 yaşına geldim ve hayatım boyunca Kâmil Koç’tan başka bir şey bilmedim. Dışarıda nasıl bir hayat var, başka işlerde çalışma deneyimi nasıl olur, bunları tarif etmek benim için gerçekten çok zor. Çünkü Kâmil Koç artık sadece bir iş yeri değil; annemiz, babamız, kardeşimiz, çocuğumuz… Yani hayatımızın ayrılmaz bir parçası. BURSALILAR İÇİN KÂMİL KOÇ’UN YERİ BİR BAŞKA Bursalılar için Kâmil Koç’un yeri her zaman farklı olmuştur. Birisi yaşadığı şehirle ilgili bir şey söylediğinde biz Bursalılar “Kestanemiz meşhur, havlumuz meşhur, Kâmil Koç'umuz meşhur” deriz. Bu yüzden Bursa halkı için Kâmil Koç sadece bir otobüs firması değil, aynı zamanda sevgi, övgü ve güvenin simgesidir. Ayrıca sektörde birçok ilke imza attığı için ve bu ilkler genellikle Bursa’dan çıktığı için Kâmil Koç bu şehirde başarının önemli temsilcilerindendir. Kurucularından yöneticilerine kadar herkes Kâmil Koç’tan aldığı güçle hep bir adım ileri gitmek için elinden geleni yapıyor. İşte bu yüzden bugün Kâmil Koç, Türkiye’nin zirvesindeki yerini koruyor. HAK EDİŞLERİMİZ BELİRTİLEN GÜNDE EKSİKSİZ OLARAK YATIRILIR Kâmil Koç’ta tüm işletmelerde olduğu gibi müşteriye birebir fiyatı belli olan bir ürünün satışını yapıyoruz. Ödeme günlerimiz belli tarihlerdedir ve hak edişlerimiz belirtilen gün içinde eksiksiz olarak yatırılır. Bu, Kâmil Koç’ta eski bir gelenektir. Sektörde bir söz vardır: "Yeter ki Kâmil Koç’tan alacağın olsun…" Çünkü burada güven esastır. Yapılan sözleşmede hangi tarih yazıyorsa, ödeme o gün yapılır. Bu da bizim en büyük güvencelerimizden biridir. Biz, burada 12 personel çalıştırıyoruz ve hepsi bizim sorumluluğumuzdadır. Kâmil Koç’tan aldığımız kültürle biz de personelimizin maaşlarını her ayın 5’inde öderiz. Yemek kartları ve diğer hak edişleri de eksiksiz yerine getiririz. Biz böyle gördük, böyle öğrendik. Bu yüzden Kâmil Koç, bizim için sadece bir iş değil, hayatımızın her alanında bir rol modeldir. BURADA ÖNCELİK HER ZAMAN “EĞİTİM”DİR Kâmil Koç’ta çalışanlar karakterli, işine ve insan ilişkilerine değer veren kişilerdir. Peki, bu insanların bu markanın etrafında toplanmasını sağlayan şey ne? Kâmil Koç’un kendine özgü bir kültürü var. Bu kültür yıllardır değişmeden devam eden bir kurumsal bir marka oluşturmuş durumda. Burada çalışma saatleri belli kurallar çerçevesinde hakkaniyetle düzenlenir. Örneğin, 8 saat mesai sistemi uygulanır, haftada 5 gün çalışırsın ve 2 gün izin hakkın vardır. Devlet kurumu ciddiyetinde çalışanların haklarına saygı gösterilir. Bunun yanı sıra eğitim konusu Kâmil Koç için her zaman önceliklidir. Yıl içinde çalışanların alması gereken eğitimler planlanır ve bu eğitimlere katılım zorunludur. Belirli periyotlarla yapılan bu eğitimler, çalışanların kendilerini geliştirmelerinin yanı sıra güncel kalmalarını ve sektörde her zaman bir adım önde olmalarını sağlar. Bir öğretmenin öğrencisini sürekli geliştirmesi gibi burada da çalışanlar asla boş bırakılmaz. Kim olduğu fark etmeksizin—host, kaptan, yönetici ya da işveren—öncelik her zaman eğitimdir. Kâmil Koç, bu anlayıştan hiçbir zaman vazgeçmedi ve çalışanlarına her zaman gelişim imkânı sundu. İşte bu yüzden burada karakterli, kendini sürekli geliştiren iyi insanlar bir araya geliyor. DİSİPLİNLİ VE ÇALIŞANA DEĞER VERİLEN BİR ORTAMDA HİZMET VERİYORUZ Kâmil Koç’un yapısı hem babacan hem sevecen hem de disiplinli bir denge üzerine kurulmuştur. Burada belli kurallar ve kriterler vardır, yüz kızartıcı suçlara kesinlikle tolerans gösterilmez. Olması gereken de budur. Bu esnetildiği zaman düzeni ve güveni sağlamak mümkün olmaz. İşte bu yüzden Kâmil Koç, yıllardır disiplinli, ama aynı zamanda çalışanına değer veren bir marka olarak yoluna devam ediyor. Bu sistem de çalışanları ve müşterileri koruyan bir çerçeve sunuyor, markanın güvenilirliğini pekiştiriyor.

Bayramda Koltuklar Doldu, Otogarlar Değil Haber

Bayramda Koltuklar Doldu, Otogarlar Değil

DİJİTALLEŞMENİN ETKİSİNİ BU BAYRAM HİSSETTİK Bayram döneminde yoğunluk vardı ancak eskiye göre daha azdı. Günümüzde sektörümüzün büyük bir bölümünü online satışlar oluşturuyor. Bu nedenle otogarlar da önceki yıllara kıyasla daha sakin. Yolcular, artık otobüs saatinden sadece 10 dakika önce geliyor, doğrudan araca binip yolculuğa başlıyor. Sistem, koltuklar açıldığında kullanıcılara bildirim gönderiyor. Böylece insanlar evlerinden çıkmadan, oturdukları yerden biletlerini alabiliyor ve istedikleri koltuğu seçebiliyor. Taksit imkânı, peşin ödeme gibi kolaylıkların sunulması da yazıhanelere olan ihtiyacı neredeyse ortadan kaldırdı. Artık kimse bilet almak için yazıhane aramıyor. FAHİŞ FİYAT ALGISINDAN ARTIK ÇIKILMASI LAZIM Yapılan fiyat artışları, Ulaştırma Bakanlığı tarafından belirlenen tavan fiyatlara göre uygulanıyor. Örneğin İstanbul-Mersin hattında uygulayabileceğimiz maksimum bilet fiyatı 1.400 TL. Ancak yoğunluğun az olduğu dönemlerde bu fiyatı 1.100 TL’ye kadar düşürüyoruz. Bayram gibi talebin yüksek olduğu dönemlerde tekrar 1.400 TL’ye çıkınca, kamuoyunda "fahiş fiyat" algısı oluşuyor. Oysa bu doğru değil. Vatandaşlar genellikle bu sistemin detaylarına hâkim olmadığı için yanlış bir izlenim oluşabiliyor. Örneğin, “Ben 15 gün önce 1.000 TL’ye gitmiştim, şimdi bayram haftasında fiyat 1.400 TL olmuş” gibi tepkiler geliyor. Ancak asıl uygulamamız gereken fiyat zaten 1.400 TL. Biz, talep düşükken indirim yaparak vatandaşa avantaj sağlıyoruz. Fakat bu iyi niyetli yaklaşım, bayram döneminde fiyat normale dönünce yanlış yorumlanabiliyor. Zaten artık bilet fiyatları sıkı şekilde denetleniyor. Otogardan çıkan her araç, bağlı olduğu resmi tarife üzerinden işlem görüyor. Biletleme sistemi elektronik ortamda kayıt altına alındığı için, herhangi bir usulsüzlük durumunda anında cezai işlem uygulanıyor. Yani artık bireylerin, yazıhanecilerin veya işletmecilerin kafalarına göre fiyat belirleme şansı kalmadı. Her şey şeffaf, denetimli ve kurallara uygun şekilde ilerliyor. ALİBEYKÖY, ESENLER’E FARK ATTI İlginçtir ki bu bayramda Alibeyköy, Esenler Otogarı'nı geride bıraktı. Esenler’de internet satışını açmadığımız bir aracı dolduramadık; ancak aynı araç, Alibeyköy’de sadece manuel satışla kısa sürede doldu. Bu durum, Alibeyköy’ün ulaşım açısından artık daha avantajlı hâle gelmesinden kaynaklanıyor. Alibeyköy Otogarı’nın ortamı daha temiz, düzenli ve konforlu. Özellikle kış aylarında sıcak bir ortam sunması, yolcular için önemli bir tercih sebebi. Ayrıca Esenler’de sıkça karşılaşılan ayakçıların bağırışları gibi rahatsız edici unsurların Alibeyköy’de olmaması da yolcuları bu noktaya yönlendiriyor. VAR-DÖN SEFER SİSTEMİ ARTIK İŞLEMİYOR Eskiden bir bilet parasına yaklaşık 50 litre mazot alınabiliyordu, ancak bugün aynı parayla sadece 20 litre mazot alabiliyoruz. Bu nedenle "var-dön" olarak adlandırdığımız sistem artık işlemiyor. Araçlar gidiş yönünde yolcu bulsa da, dönüşte yeterli yolcu olmaması nedeniyle maliyetler karşılanamıyor. Bu durum bizi, seferleri daha kontrollü planlamaya itiyor. Genellikle mevcut araçlarla ya da sınırlı sayıda ek servisle süreci yürütmeye çalışıyoruz. Çünkü her boş dönüş, firmalara ciddi maliyet yükü getiriyor. SEKTÖRÜN DENGELERİ ARTIK DEĞİŞTİ Özetle, dijitalleşme, fiyat baskısı ve bölgesel farklılıklar, sektörü köklü bir şekilde dönüştürüyor. Bu değişim, sektördeki işletmelerin iş yapma şekillerinden müşteri beklentilerine kadar her alanda etkisini gösteriyor. Kamuoyunda hâlâ eski düzenin geçerli olduğuna dair bir algı mevcut, ancak bu algı artık geçerliliğini yitirdi. Bugün, sektörde her şey kayıt altında ve sıkı bir denetimle yürütülüyor. Biz sektör profesyonelleri olarak bu yeni düzene hızla adapte olduk, ancak halkın da bu değişimi doğru anlaması ve bilinçlenmesi büyük önem taşıyor. Bu noktada, sektördeki değişimi doğru anlatmak, halkı bilgilendirmek ve farkındalık yaratmak bizlere düşen bir sorumluluk. Çünkü yalnızca sektörün içindeki aktörler değil, aynı zamanda tüketiciler de bu dönüşümün parçası olmalı.

Kâmil Koç Sektöre Yön Veren Bir Okul… Haber

Kâmil Koç Sektöre Yön Veren Bir Okul…

20 YILI AŞKIN İŞ BİRLİĞİMİZ “GÜVENLE” DEVAM EDİYOR 1953 Fethiye doğumluyum. 4 kuşaktır buradayız. Otobüs sektöründe yaklaşık 40. yılım. 1992 yılında Atik Bey bireysel otobüs yatırımcısı olarak faaliyet gösteriyordu. O dönem Kâmil Koç’un Fethiye bölgesinde benimle çalışmak istediğini anlattı. Ancak Fethiye işletmesi o sırada bir arkadaşıma aitti. Gelen teklifi değerlendirmeden önce kendisinin de onayını almak istedim. Sağ olsun, olumlu yaklaşarak bu konuda görüşebileceğimi belirtti. Böylece 1992 yılında Kâmil Koç, Atik Bey ve benim olduğum üç ortak olarak Fethiye operasyonuna başladık. 2003 yılına kadar Kâmil Koç bünyesinde çalışmalarımızı sürdürdük. 2004 yılına geldiğimizde firma yetkilileri, artık bir aile gibi olduğumuzu ve Fethiye’nin işletmesini tamamen bize devredeceklerini söylediler. Bunun üzerine 'Yolculuk' adında bir şirket kurarak Fethiye’yi devraldık. Bugün geriye dönüp baktığımızda uzun yıllar süren zorlu mücadeleler verdiğimizi görüyoruz. Bu süreçte otobüs yatırımları yaptık, çalışma arkadaşlarımıza otobüs sahibi olmaları için destek verdik, ihtiyaç halinde araç kiraladık. Ama verdiğimiz tüm bu çabalar sadece kendi şirketimiz için değildi, aynı zamanda Kâmil Koç’u da bölgede büyütmek ve geliştirmek için de çaba harcadık.  KÂMİL KOÇ’LA BİRLİKTE BÜYÜYEREK KOCAMAN BİR AİLE OLDUK Ben, Kâmil Koç’u yalnızca bir otobüs firması ya da çalışıp para kazandığım bir yer olarak değil, büyük bir ailenin parçası olarak görüyorum. Kâmil Koç, Cumhuriyetle birlikte kurulmuş, Türkiye’nin ilk otobüs firmasıdır. Sadece bir ulaşım şirketi olarak kalmamış; insan odaklı bir anlayış benimseyerek sektörün gelişimine öncülük etmiştir. İnsana değer vermiş ve her zaman 'önce insan' diyerek çalışmıştır. Kâmil Koç, sadece kendi çekirdek yapısıyla sınırlı kalmamış, hayata geçirdiği iş birlikleriyle Türkiye genelinde geniş bir ortaklık yapısı kurarak büyümüştür.Bu vizyon sayesinde Kâmil Koç Ailesi, acenteleri ve çalışanlarıyla birlikte büyük bir yapı haline gelmiştir. Ayrıca sahip olduğu tecrübesiyle Türkiye otobüs taşımacılığı sektörüne de örnek olarak hizmet kalitesini hep ileriye taşımıştır. Bizler de böylesine büyük bir ailenin parçası olarak Kamil Koç öncülüğünde, hep birlikte sektörü geliştirdiğimiz bu yolculukta aktif rol aldık.  Birlikte nice güzel işlere imza attığımız bu yolculukta Kâmil Koç’u sadece bir iş yeri olarak değil, kendi ailemizin bir parçası olarak gördük. İşimize bu ruhla sahip çıktık ve bugünlere kadar gelmemizi sağlayan en büyük motivasyon da bu bağlılık oldu. ZOR ZAMANLARDA, YALNIZLIK HİSSETMEDİK Başladığımız günden bu yana Kâmil Koç’taki ödemelerimiz her zaman günü gününe, aksama olmadan yapıldı. Belirlenen ödeme günü neyse tam o gün hesabımıza geçti. Bu düzen ve güven sayesinde 33 yıldır hiçbir sıkıntı yaşamadan birlikte yürümeye devam ediyoruz. Elbette bu sektör kolay bir sektör değil. Kâmil Koç, bu 33 yıllık iş ortaklığımız boyunca bizi hiçbir zaman yalnız bırakmadı. En zor zamanlarımızda bile bizi yalnız bırakmadı, hiçbir şekilde mağdur etmedi. Bu nedenle kendilerine her zaman minnettarız ve teşekkür ediyoruz. HİZMET AĞIMIZI GENİŞLETEREK YOLA DEVAM EDİYORUZ Burada özellikle turizm bölgesinde olmamız sebebiyle yaz aylarında sefer yoğunluğumuz artıyor. Biz de halkımızın bize duyduğu güvene layık olmaya çalışarak sunduğumuz hizmetleri genişletmeye devam ediyoruz. Şirketimizin büyümesiyle birlikte artık Fethiye’den Türkiye’nin birçok bölgesine kesintisiz sefer düzenliyoruz. Genişleyen güzergâh ağımızla birlikte Fethiye’den Van, Erzurum ve son olarak Hatay hattımızı açarak daha fazla noktaya ulaşım sağlamaya başladık. Amacımız yolcularımıza konforlu, güvenli ve erişilebilir bir seyahat deneyimi sunarak her geçen gün daha fazla noktaya hizmet götürmek.  FETHİYELİLER İÇİN KÂMİL KOÇ BİR FİRMADAN ÇOK DAHA FAZLASIDIR Fethiye’de Mustafa Akgün ve Atik Ünlükaya denildiğinde insanlar bizi doğrudan Kâmil Koç ile özdeşleştirir. 1992 yılından itibaren Kâmil Koç’un değerlerini, kültürünü, konforlu ve kaliteli hizmet anlayışını Fethiye’de de tanıtmak için yoğun bir çaba harcadık. Bunda başarılı olduğumuza da inanıyorum. Örneğin o dönemde ilkokulda okuyan öğrenciler bizden hiç kopmadılar, üniversite yıllarında da okullarına gidip gelirken bizi tercih ettiler. Zamanla aile kurdular ve eşlerini, çocuklarını güvenle bize emanet ettiler. Bugün Fethiyeliler için Kâmil Koç bir otobüs firmasından çok daha fazlasıdır; bir güven, bir bağlılık simgesidir. Bu 34 yıllık süreçte yanımda olan başta iş ortağım Atik Ünlükaya'ya, işletme müdürümüz Tufan Dik’e ve onun şahsında bizimle emek veren, çalışan, emekli olan tüm arkadaşlarımıza gönülden teşekkür ediyorum. Bugünlere gelmemizde verdikleri katkılar için her birine minnettarım. ATİK ÜNLÜKAYA’YI TANIYALIM 1965 doğumluyum, üç çocuk babasıyım. 1990 yılında Kâmil Koç ile bireysel otobüsçü olarak tanıştım. Ondan önce matbaacılık yapıyordum. 1990’da önce kendi otobüsümü, ardından da ortak bir otobüs alarak Kâmil Koç bünyesinde çalışmaya başladım. O günden bu yana tam 35 yıldır bu büyük ailenin bir parçası olarak hayatıma devam ediyorum. Muavinlikten otobüs sahipliğine kadar bu sektörün hemen her kademesinde görev aldım. Kâmil Koç, benim için sadece bir iş yeri değil, adeta bir yaşam biçimidir. 1989 yılından beri bu sektördeyim ve muavinlik günlerimden itibaren başka hiçbir firmada çalışmadım. Yolculuk sırasında bir Kâmil Koç yazısını görmek bile benim için büyük bir anlam ifade eder. Bulunduğumuz konum itibarıyla hem otogardakiçalışmalarımız hem de Fethiye’deki varlığımız sayesinde bölgenin mülki amirleri, vatandaşları ve öğrencileriyle sadece seyahatlerinde değil, özel hayatlarında da iç içeyiz.Düğünlerinde, derneklerinde, yemeklerinde yanlarında olmaya çalışıyoruz. Bundan sonra da elimizden geldiğince yanlarında olmaya devam edeceğiz. Mustafa Bey'le iş ortaklığı yaptığımız dönemde en çok önem verdiğimiz şeylerden biri de birlikte çalıştığımız arkadaşlarımızın memnuniyeti oldu. Bu anlayışla elimizden geldiğince onların önünü açmış, herkesin kendi yolunu bulmasına yardımcı olmuşuzdur. Bizler, Kâmil Koç’tan bunu gördük: Kimsenin hakkını yememek ve çalışanına kolaylık sağlamak. Bu, bizim de iş yapış biçimimiz haline geldi.

Dündar Grup,  Avrupa Yolculuğuna Yeni Yüzüyle Başlıyor Haber

Dündar Grup, Avrupa Yolculuğuna Yeni Yüzüyle Başlıyor

Daha önce şehirlerarası yolcu taşımacılığında Öz Elazığlılar firması adı altında faaliyet gösteriyorduk. Şimdi ise Almanya'da, Dündar markası altında yeniden yolcu taşımacılığı sektörüne adım atıyoruz. Bu kapsamda Almanya’da Hanbus adlı şirketimizi kurduk. Uzun yıllardır Almanya’da iş yapmaktayız ve bu tecrübemizi şimdi Hanbus markasıyla güçlendireceğiz. Dündar Turizm ve Hanbus şirketlerimizi tek çatı altında topladık. Almanya seferlerimizi VİB Turizm iş birliğiyle başlattık. Şu an itibarıyla İstanbul’dan hareket eden seferler düzenliyoruz ancak kısa süre içinde Bursa ve Adapazarı’ndan da seferlerimize başlamayı planlıyoruz. Almanya’nın birçok şehrine hizmet vereceğiz; Münih’ten giriş yaparak Dortmund’a kadar uzanan bir güzergâh oluşturduk. Almanya güzergahı uzun bir rota olduğu için başlangıç olarak haftada iki gün sefer düzenlemeyi planlıyoruz: Pazartesi ve Perşembe. Pazartesi günü İstanbul’dan hareket eden otobüs, Perşembe günü Almanya’dan dönüş yapacak. Aynı şekilde, Perşembe günü İstanbul’dan kalkan otobüs ise Pazartesi günü Almanya’dan geri dönecek. Daha önce Almanya’ya giderken altı farklı sınır kapısından geçmek zorundaydık ancak Avrupa sınır geçişlerindeki yeni düzenlemeler sayesinde artık yalnızca iki sınır kapısından geçiyoruz. Bulgaristan sınırından sonra ciddi bir kontrol süreci yaşanmıyor; yalnızca gümrüklerde kısa süreli denetimlere tabi tutuluyoruz. Eskiden uygulanan pasaport ve ek güvenlik kontrolleri kaldırıldı, şu anda yalnızca kaçak yolcu veya bagaj kontrolleri yapılıyor. Almanya yolculuğu yaklaşık 30 saat sürüyor. Bu uzun mesafede hem 2+1 hem de 2+2 otobüslerimizle konforlu bir seyahat imkânı sunuyoruz. Ayrıca, VIP hizmet kapsamında aileler için özel olarak tasarlanmış 15 kişilik VIP araçlarımız da bulunuyor. Aileler, yalnızca kendilerine özel bu araçlarla hem Almanya’ya gidebilir hem de dönüş yapabilirler.

Metinler Markasını Önemli Üreticiler ile Buluşturuyoruz Haber

Metinler Markasını Önemli Üreticiler ile Buluşturuyoruz

EMİN ADIMLARLA PAZAR PAYIMIZI ARTIRIYORUZ Man bayiliğini alarak iş hayatımıza yeni bir yön verdik. Man’ın Kayseri’de zaten çok güçlü bir konumu vardı, ancak biz güçlerimizi birleştirerek bunu daha da ileriye taşımayı hedefledik. Aynı zamanda servis tarafında da Metinler markasını Man ile buluşturmak istedik. Şu an Man tarafında üç yol yardım aracımız ve bir yedek parça aracımız bulunuyor. Yeni başladığımız bu yolculukta da en kısa sürede rekorlarla buluşacağımıza olan inancımız tamdır. Tesisimiz toplamda 10.000 m²’lik bir alana sahip, bunun 1.500-2.000 m²’si kapalı alan olarak hizmet veriyor. Aynı anda 12 araca kadar bakım yapabilen servisimizde kaporta ve boya hizmetini kendi bünyemizde sunuyoruz. Şu an 40’a yakın çalışanımızla faaliyet gösteriyoruz. Bunun yanı sıra Türkiye’nin neredeyse en eski Ford bayiliklerinden birine sahibiz. Aynı zamanda 2014’ten beri bölgemizde Ford Trucks satış ve servis bayiliğimiz de mevcut. Burada 65 çalışanımız bulunuyor ve toplamda 10.000-12.000 m²’lik açık & kapalı bir alanda faaliyet gösteriyoruz. Servisimizde aynı anda 25 araca kadar hizmet verebiliyoruz. Aynı zamanda MAN tarafında olduğu gibi bu markamızda da şantiye gruplarına yönelik hizmetlerimiz bulunuyor ve bölgemizde toplam 10 ilden sorumluyuz. Yozgat’ta hızlı tren projesi kapsamında bir şantiye kurduk ve burada yerleşik mobil servis tırımız ile hizmet veriyoruz. Bu sene Ford Trucks markasıyla satış ve satış sonrasındaki servis performansımızla Türkiye 2.’liği elde ettik. İnşallah bu başarılı grafiğimizi bu sene de gururla hizmet verdiğimiz markalarımızla ve şehrimizle buluşturmak en büyük hedefimiz olacak. Başarıda katkısı olan tüm ekip arkadaşlarımıza gönülden teşekkür ediyorum. TÜRKİYE’NİN DÖRT BİR YANINDAN MÜŞTERİLERİMİZE HİZMET VERİYORUZ Türkiye’nin dört bir yanından Metinler’e müşteri geliyor ancak münhasır bölge anlayışıyla mümkün olduğunca kendi bölgemizde hizmet vermeye odaklanıyoruz. Çünkü bölgemizde mensubu olduğumuz distribütörlerimize karşı marka sadakati ve memnuniyeti sorumluluğumuz var. Yine de Kayseri dışında da anlaşmalı olduğumuz birçok şantiye bulunuyor. Bu nedenle mobil servis tırımızı, hizmet verdiğimiz şantiyelere yerleşik olarak bırakıyoruz. En az bir hafta boyunca şantiyedeki tüm araçlara A’dan Z’ye bakım sağlıyoruz; yedek parça temini, kaporta ve boya işlemleri, mekanik onarımlar gibi tüm hizmetleri eksiksiz sunuyoruz. Kayseri’deki yetkili servisimizin hizmet kalitesi, müşterileri başka şehirlerden bile buraya çekiyor. Örneğin Trabzon’dan, İzmir’den ve Balıkesir’den motor tamiri, kaporta boya hizmeti almak için gelen müşterilerimiz var. Bu da servisimizin güvenilirliği ve uzmanlığının bir göstergesi.  90 YILLIK TECRÜBEMİZLE YOLA DEVAM EDİYORUZ Bünyemizdeki markalarımızda toplamda 7 tane Master Tech bulunuyor. Yani işin en üst düzey uzmanları, adeta bu işin kitabını yazacak ustalarımız var. Türkiye genelinde bu seviyede bir kadroya sahip çok az firma olduğunu düşünüyorum. 90 yıllık büyük bir tecrübemiz ve emeğimiz var. Fakat biz yine de bu sayılarla yetinmeyerek her geçen gün daha iyiye nasıl gidebiliriz sorusunu kendimize yönelterek geliştirmeye gayret gösteriyoruz. Müşterilerden gelen eleştirileri ve şikayetleri sorun olarak değil, birer nimet olarak görüyoruz ve her birinin üzerinde titizlikle duruyoruz. Aynı zamanda distribütörlerimizden gelen yorumlara, tecrübelere, önerilere de her zaman büyük bir memnuniyetle karşılıyoruz. Benim en büyük şansım da bu diyebilirim. Aynı zamanda bizim için çalışan memnuniyeti her şeyden önce gelir. Ekibimizde en az 10 yıldır bizimle olan çalışanlarımız var ve bu da büyük bir avantaj sağlıyor. Müşterilerimiz servise geldiklerinde sadece bir hizmet almıyor, aynı zamanda yıllardır tanıdığı, ahbap olduğu, adeta aile gibi gördüğü insanlarla muhatap oluyor. Bu sıcak ortam, müşteri deneyimini daha samimi ve özel hale getiriyor. OTOKAR İLE YENİ BİR YOLCULUĞA ADIM ATTIK Ford Trucks tarafındaki başarımızı şimdi MAN ve Otokar ile taçlandırıyoruz. Otomotiv sektöründeki tecrübemizi ve hizmet kalitemizi yeni markalarla genişletmeye devam ediyoruz. Otokar, uzun süredir üzerinde durduğumuz ve bünyemize katmayı arzuladığımız bir markaydı. Şimdi, karayollarında seyreden tüm ticari araçlara hitap edebilecek kapsamlı bir hizmet yapısına ulaşıyoruz. Biz nasıl ki MAN’da ve Ford’da bulunmayan ürün gamlarını bünyemize eklediysek, örneğin (TGE'deki 18-4 panelvanlar, 19+1 minibüsler gibi), aynı stratejiyi Otokar’da da sürdürüyoruz. Atlas hafif kamyon grubu ve pick-up segmentleriyle müşterilerimize daha fazla seçenek sunarak ihtiyaçlarını en doğru şekilde karşılamayı hedefliyoruz. Aynı zamanda Otokar’daki kurmuş olduğumuz servisimiz ile tüm ürün gruplarındaki müşterilerimizi hak ettikleri hizmet standardı ile buluşturuyoruz. Sadece ürün çeşitliliğiyle değil, aynı zamanda ulaşılabilirlik, güvenilirlik ve kalite standartlarımızla fark yaratıyoruz. Geniş servis ağımız, yedek parça tedarik gücümüz ve müşteri memnuniyetini merkeze alan hizmet anlayışımızla sektördeki güçlü konumumuzu daha da ileriye taşıyoruz. HER BAYİLİĞİMİZİ EN YÜKSEK STANDARTLARDA YÖNETMEK İÇİN ÇALIŞIYORUZ İçinde bulunduğumuz bu sektör, çok büyük bir dayanışma ve muazzam fedakârlıklar gerektiriyor. Hepimiz birbirimize destek olmalıyız ki markalarımızın araçları Türkiye yollarında güçlü bir şekilde var olmaya devam etsin. Ülkemizdeki kriz, küçüğünden büyüğüne herkesi etkisi altında tutuyor; sektörümüze özel zorluklarla hep birlikte mücadele ederek çıkacağımıza inanıyorum. Bizler Metinler olarak distribütörlerimizle olan ilişkilerimizde maddi kazancın haricindeki manevi değerlere ve duygulara çok büyük önem vermekteyiz. Amacımız, hangi koşul altında olursa olsun önce hizmet etmek ve ürünleri müşterilerle buluşturmak. Hepsine olan inancımız ve güvenimiz sarsılmaz şekilde yüksektir. Bayilik sisteminin özü de tam olarak budur. Bencilliğin, bireysel çıkarların ön planda olduğu bir bayilik anlayışı sürdürülebilir olmaz. Bayilikte en önemli nokta markaya hizmet etmek, markaya gönül vermektir. Elbette iş dünyasında çoğu şey kârlılık ve ticari mantık çerçevesinde ilerler, ancak bizim bakış açımızda “önce bir adım atmak, ardından o adımın karşılığını almak” vardır. Patronumuz Metin Köseoğlu’nun iş felsefesi de bu şekilde şekillenmiştir. Her zaman öğütlerinde de yer vermiştir; önce elinden gelenin en iyisini yap, gayret et ve gerisini büyüklerine, sana yardımcı olmaya çalışan yöneticilerine bırak. Tüm beklentiyi distribütörden ya da üreticiden karşılamaya çalışmak yanlış bir düşünce olur. Distribütörün görevi, yerel gücü etkin bir şekilde kullanmak ve bölgesel dinamikleri harekete geçirmektir. MAN, Ford, Ford Trucks ve Otokar tarafında da bunu çok net görüyoruz. Markalarımız, ürün grupları özelinde birbirine rakip olan firmalar olmadığı için, ürün gruplarını Metinler çatısı altında büyük bir sinerjiyle buluşturduğumuzu düşünüyorum. Bu noktada MAN yöneticilerine özel bir teşekkür borçluyuz. Bize duydukları güvenle yeni bir bayilik fırsatının kapılarını araladılar ve bize yepyeni bir soluk kazandırdılar. Biz de bu güveni boşa çıkarmamak adına tüm gücümüzle adeta canhıraş bir mücadele içindeyiz. Aynı şekilde Otokar yetkilileri de bize inanarak servis tarafında iş birliğini başlattılar. Bizim için önemli olan aldığımız her bayiliği en yüksek standartlarla yönetmek ve markalarımızı Türkiye’de hak ettikleri noktaya taşımaktır. Temsil ettiğimiz tüm markaların Türkiye’nin ortasındaki sarsılmaz kaleleri ve güvenilir iş ortakları olmaktan, bayraklarını dalgalandırmaktan çok büyük bir onur ve gurur duymaktayız.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.